Kendini aptal gibi gösteriyor; ama o gece kendi sahte ölmünü hazırlayabilmişti. | Open Subtitles | لابد أنه يدعي الغباء كتلك الليلة التي قام فيها بتزوير حادثة موته |
Sadık bir sömürgecilik karşıtı olduğu için Cezayir savaşı sırasında Cezayirliller için sahte evraklar yaptı. | TED | ومن ثم كان قد عُرف كمقاوم للإستعمار وكان يقوم بتزوير الاوراق للجزائرين اثناء الحرب الجزائرية |
Diğer ajanlarla birlikte sahte para bastım... | Open Subtitles | قمت مع عملاء اخرين بتزوير الاوراق النقديه |
Bunu yapabilmek için onların imzasını taklit etmeye koyuldum. | TED | ولكي أقوم بذلك .. قررت أن اقوم بتزوير توقيعهما |
Diğer ajanlarla birlikte sahte para bastım... | Open Subtitles | قمت مع عملاء اخرين بتزوير الاوراق النقديه |
Yılda 10 dolarlık sahte para basıyorum. | Open Subtitles | وأنا قمت بتزوير النقود من فئة عشر دولارات لسنوات |
Varlıklılarsa, sahte bir vekaletname hazırlıyor ve onların hem bakımlarında hem de banka hesaplarında tam bir hakimiyet kazanıyor. | Open Subtitles | إذا كانوا أثرياء، يقوم بتزوير التوكيل و يحصل على السيطرة الكاملة على رعايتهم و حساباتهم المصرفية |
Bay Zedeck'in bilgilerine göre sahte bir pasaport hazırlamış. | Open Subtitles | قام بتزوير جواز السفر مستخدمًا كل معلومات السّيد زيديك |
sahte bir pasaport yapmış, siteyi silmiş... | Open Subtitles | قامت بتزوير جواز سفري .. وإنشاء موقع مزيف |
Geçen hafta o adada, sahte volkanik patlama yarattın. | Open Subtitles | الأسبوع الماضي في تلك الجزيرة، قمت بتزوير ثوران براكين |
Ödemeyi kendisi yaptı, sonra da sahte mektubu yolladı ve para kaynağını açıklaması gerekmedi. | Open Subtitles | إذاً، دفع الفاتورة، و قام بتزوير الخطاب لكي لا يضطر أن يشرح من أين أتى بالأموال ؟ |
Ben de daha önce binlerce kez yaptığım gibi, sahte bir imza atacağım. | Open Subtitles | لذا، سأقوم بتزوير توقيعها لقد فعلتها كثيراً |
Ben de daha önce binlerce kez yaptığım gibi, sahte bir imza atacağım. | Open Subtitles | لذا، سأقوم بتزوير توقيعها لقد فعلتها كثيراً كما تحدثنا. |
Tabi canım, hiçbir dedikodu sitesi de daha önce sahte resim düzenlemedi zaten. | Open Subtitles | فلديها صور. نعم, لأنه لم يسبق لأي موقع فضائح أن قام بتزوير صورةٍ من قبل. |
Şimdi, sahte bir kabul formu düzenlediniz ve hiçbir öğrencinin doğum belgesini sunmadınız. | Open Subtitles | والآن، قمتم بتزوير استمارة قبول وفشلتم في تقديم أي شهادات ميلاد لطلابكم |
sahte dokümanları gazetelere gönderen sendin. | Open Subtitles | أنت الشخص الذي قام بتزوير الوثائق إلى الصحف |
İmzamı her zaman taklit edebilirsin, ve böylece onları ev ofisine götürebilirsin. | Open Subtitles | قم بتزوير توقيعي كي تقوم بتسيلمها للمكتب بنفسك |
40'ın üzerinde de taklit sanat eseri vakasına karıştı. | Open Subtitles | كما أنه قام بتزوير العشرات من اللوحات الفنية |
İmzamı taklit ettiğin an kariyerini kendin mahvettin. | Open Subtitles | أنتِ من دمّر مستقبلك في اللحظة التي قمتِ فيها بتزوير توقيعي. |
Eğer bir çalışma yapsam ve bu araştırmada ortaya çıkan sonuçların yarısını saklasam, haklı olarak beni yaptığım araştırmaya hile karıştırmakla suçlardınız. | TED | اذا أجريت احدى الدراسات و حجبت نصف معلومات تلك الدراسة يمكنك بحق بأن تتهمني، أساساً، بتزوير البحث |
Bu durumda şerif Elias Thompson bana seçim kayıtlarında sahtecilik yapmamı... | Open Subtitles | في وقت ما قام المأمور "إلياس طومسن" بأمري بتزوير |
Bir kez güvenlik sahtekarlığı suçu işlemek üzere anlaşma yapmak iki kez güvenlik sahtekarlığı yapmak bir kez para aklama suçu işlemek üzere anlaşma yapmak yirmi bir kez para aklamak bir kez mahkemeyi engellemeden ötürü kefalet 10 milyon dolar olarak belirlenmiştir. | Open Subtitles | تهمة تتضمن التآمر لارتكاب مخالفات أوراق مالية تهمتين بتزوير أوراق مالية تهمة تشمل التورط في تآمرٍ لغسيل أموال |