Biz onlara bakmak gidersiniz, siz başlangıç çağırma büyü gidin. | Open Subtitles | سنذهب لنهتم بهم أنتم أيها الأصحاب اذهبوا و ابدؤوا بتعويذة الاستدعاء |
Pizzacı çocuk buraya geldiğinde pizzayı beleşe getirmek için bir büyü yapalım. | Open Subtitles | عندما يصل فتى التوصيل إلى هنا لنقم بتعويذة حتى نحصلَ عليها مجاناً |
Pizzacı çocuk gelmeden önce onu seksi yapmak için bir büyü yapalım. | Open Subtitles | قبل أن يصل فتى التوصيل إلى هنا سنقوم بتعويذة حتى نجعلهُ مثيراً |
Bu prensi buraya getiren büyüyle başladı o zaman belki büyüde yeniden düzenleme yapabilirim. | Open Subtitles | لقد بدأت بتعويذة أحضرت الأمير إلى هنا لذا ربما لو أعدت ترتيبها قليلاً ؟ |
Bir hafıza büyüsü yapabiliriz ama saçları sökülmeye başladı mı? | Open Subtitles | يمكننا القيام بتعويذة استرجاع ذاكرة ولكن هل سقط شعر رأسه؟ |
Büyülerini kontrol etmesinde yardımcı olacaktır. Bağ çözme büyüsüyle başlayabileceğimizi düşündüm. | Open Subtitles | هذا سيساعدها للتحكّم بسحرها ارتأيت أن نبدأ بتعويذة حلّ |
büyüyü yapacak yeterli özü aldık mı? | Open Subtitles | هل لدينا مايكفي من النعمة للقيام بتعويذة الاستدعاء؟ |
O insanlara bir yıIdır yalan söylüyordun. Şimdi de onlara büyü yaptın. | Open Subtitles | لقد كذبت علي هؤلاء الناس لسنة والآن ألقيت بتعويذة عليهم .أليس |
İblis tarafını görmememiz için bize büyü yaptın. | Open Subtitles | لقد ألقيت بتعويذة علينا لتمنعينا من رؤية الشيطان الذي بداخلك |
Ama ona öyle korkunç bir büyü yapılmış ki, ancak sevdiğinin ilk öpücüğüyle bozulabilirmiş. | Open Subtitles | لكنها كانت مسحورة بتعويذة مخيفة لا يحلها إلا أول قبلة حب |
Xander, Buffy'ye yardım etmek için büyü hazırlıyorum. | Open Subtitles | أكساندر . أنا فقط أقوم بتعويذة لأساعد بافي |
Willow, yerini tespit etmek için küçük bir büyü yapabilir misin? | Open Subtitles | ويلو , نعتقد بأنه يمكنك مساعدتنا بتعويذة لتحديد المكان ؟ |
Bir büyü daha yapalım derdim ama her şeyi denedik. | Open Subtitles | أنا أقول بأن نقوم بتعويذة اخري ولكني أعتقد بأننا حاولنا كل شيئ |
Biz bile kayıp-cadı büyü ile çağrı olamazdı. | Open Subtitles | لم نستطع أن نتصل بك بتعويذة . البحث عن ساحرة ضائعة |
Tüm ülke mutluydu, ta ki güneş batıncaya kadar, ancak, kızlarının, onu her gece etkisi altına alan korkunç bir büyüyle lanetlendiğini gördüler. | Open Subtitles | وفي أنحاء البلاد عمت السعادة حتى غربت الشمس ورأوا أن إبنتهم قد لعنت بتعويذة سحرية مخيفة |
Midlands'taki tüm klanlar içinde soyuma büyüyle bağlı olanla karşılaşıyorum. | Open Subtitles | كلّ العشائر في البلاد الوسطى هل هي حادثة عارضة ان اقابل عشيرة والتي مقيّدة بتعويذة سحرية إلى نسل عائلتى؟ |
Demek yaptıkları büyüyle ölü kuş uçtu. | Open Subtitles | اذا قاموا بتعويذة على العصفور الميت وقد طار |
Tamam, demek istediğim takip büyüsü yaptınız. | Open Subtitles | حسناً، جلًَّ ما أقوله هو أنكُنَّ قمتُنَّ بتعويذة تعقب |
Tamam, ben onun üzerinde "ölümcül cazibe" büyüsü gibi bir şey yapmadığından emin olmak için gelmiştim ama şimdi iyi olduğunu gördüğüme göre ben gideyim. | Open Subtitles | حسنٌ. أتيت لأطمئن أنّها لم تُصبك بتعويذة جذب محتوم. لكنّي الآن وقد تبيّنت أنّك بخير، فسأذهب. |
Odayı koruma büyüsüyle mühürleyeceğim. - Böylece kimse sana ulaşamayacak. | Open Subtitles | سأوصد المكان بتعويذة الحماية لئلّا يصل إليك أحد |
Çocuğu bir büyü ile iyileştirmiş ve bir başka büyüyü de sen tam olarak geliştiğinde çıkacak şekilde yaptı. | Open Subtitles | لقد شفت الفتى بتعويذة واحدة وقامت بتنفيذ أخرى و التي ستُفعل عندما ينضج الفتى |
Çocuklar büyük sihir etkinliği yaklaşıyor, bu yüzden basit kurbağa-prens büyüleri öğreneceğiz. | Open Subtitles | والآن أيّها الصفّ حيثيّات السحر الكبيرة قادمة لذا سوف نبدأ بتعويذة تحويل الضفادع إلى أمراء ليخرج الجميع ضفادعهم |
Ama, bu genel bağlama büyüsünü gösterebilirim. | Open Subtitles | لكن هذه تعويذة تقييد عامة يمكنني أن أريكم طريقة إلقائها , و هي شبيهة بتعويذة القتل |