Böyle şeyleri yapıyorum ki oğlumuz böyle acıları çekmek zorunda kalmasın. | Open Subtitles | أقوم بتلك الأمور أتحمل تلك اللقاءات المؤلمة حتى لا يتحتم على ابني أن يقوم بذلك. |
Jüri Böyle şeyleri hissedebilir. | Open Subtitles | المحلفون يمكنهم أن يشعروا بتلك الأمور |
Böyle şeyleri çok düşünürüm. | Open Subtitles | أفكر بتلك الأمور كثيرا |
Yani, o şeyleri yaptığıma en ufak bir ihtimal bile varsa bu insanlara zarar verebilirdi, ben bununla yaşayamazdım. | Open Subtitles | أعني , حتى و إن كان هناك أدنى فرصة أنني قمت بتلك الأمور , تعلمين تلك التي تضرّ النّاس , فإنني لن أستطيع أن أعيش مع ذلك |
Bütün o şeyleri yeniden düşünmek istemedim. | Open Subtitles | لم أكن أن أريد بأن أفكر بتلك الأمور مجدداً |
Bu tür şeyleri günümüzde baya ciddiye alıyoruz biz. | Open Subtitles | نحن نهتم بتلك الأمور هذه الأيام. |
Bence çok tatlı. Bu tür şeyleri önemsiyor. | Open Subtitles | أظن أن هذا لطيف انه يهتم بتلك الأمور |
Böyle şeyleri sürekli yaparız. Henry'ye sorun. | Open Subtitles | نقوم بتلك الأمور طوال الوقت اسألوا (هنري) |
Siz o şeyleri gerçekten yaptınız. | Open Subtitles | أما أنت فقد قمت بتلك الأمور |
Sana o şeyleri o yaptırdı. | Open Subtitles | لقد جعلك تقوم بتلك الأمور |
Kendi kişiliğimle mücadele ediyorum. o şeyleri ben yaptım. | Open Subtitles | لقد قمت بتلك الأمور |
Rich normalde o tür şeyleri buradakilerden birine yaptırır. | Open Subtitles | و(ريتش) عادة ما يكلّف واحدا من الرجال للإهتمام بتلك الأمور. |