zengin olmamız gerekiyordu. Tam bir düzmece çıktı. | Open Subtitles | كان يفترض أن تزودنا بثراء شديد لقد كانت خدعة |
Aslına bakarsanız, Fallon'un çok iyiymiş gibi gösterdiği "zengin yaşamak" kampanyasına kadar, hiç logo almadılar ve sonra herkes dünyanın her yerinde kabul etti. | TED | وفي حقيقة الأمر لم يقتنعوا بالشعار تماما لغاية قيام فالون بوضعه في حملتها "العيش بثراء" وعندها تقبل العالم الشعار |
Beni Croesus kadar zengin yapabilecek bir konuyu kapattığımdan bahsediyorum. | Open Subtitles | كنت على وشك إتمام صفقه كانت ستجعلنا بثراء "كريساس" |
Biz deden kadar zengin değiliz çocuğum. | Open Subtitles | لست بثراء جدكم يا حبيبي |
Çok zengin olabilirdik. | Open Subtitles | كان بوسعنا أن ننعم بثراء فاحش |