Nihayetinde geçmişinize bakarsak sivilce suratlı aşçıların geçmişini araştırmak biraz çocuk işi kalıyor. | Open Subtitles | لتاريخك لتقوم بفحص خلفيات لطهاة ذوي بثرة على وجوههم يبدو لي أمراً مبالغاً |
Bir arkadaşımın burnunun içinde korkunç bir sivilce çıkmış! | Open Subtitles | لدي صديقٌ, ظهرت في أنفه بثرة مؤلمةٌ أيضاً |
Bir adamı öldürmesi için çok çok büyük bir sivilce olması lazım. | Open Subtitles | يتطلب الأمر بثرة هائلة لكي تقتل انساناً. |
Onuncu sınıfta 246, 11. sınıfta 197 Sivilcem vardı. | Open Subtitles | لدي 246 بثرة في الصف العاشر و 197 في الحادي عشر |
Her bir kabarcık, kavurucu yüzeyin altında gizli dünyaya bir giriş oluşturuyor. | Open Subtitles | كل بثرة هي مدخل لعالم متخفي تحت السطح الملتهب |
Ve sen de sivilcesi mi yoksa çıbanı mı olduğunu bilemeyen adam olmalısın. | Open Subtitles | وأنت يجب أن تكون الرجل الذي لم يعرف هل لديه بثرة أم دمَل |
Çaylak, popomun sol tarafında bir sivilce var, o bile senden daha iyi yazıyor. | Open Subtitles | أيها المبتدئ، لدي بثرة في فخدي الأيسر وهي كاتبة أفضل منكَ |
sivilce mi çıkardın yoksa? Finn-vilce? Oğlum, makyaj mı yaptın? | Open Subtitles | حصلت على بثرة سيئة أو شيء ما يا رجل , هل تضع المكياج ؟ |
Kulağının arkasında ilginç bir sivilce var ben seni muayene ederken bu yoktu. | Open Subtitles | لديك بثرة غريبة خلف أذنك لم تكن هنا عندما فحصتك من قبل |
Sınırlarımızdaki İspanyol tesirine karşı hayati savunma stratejik açıdan önemli bir sivilce Efendim. | Open Subtitles | بثرة مهمة إستراتيجياً سيدي دفاع حيوي ضد النفوذ الإسباني على حدودنا |
Aslında bu sivilce patlatmanın cadı versiyonu olduğunu düşünebilirsin. | Open Subtitles | بأمانة , ما نفعله يكافئ إزالة بثرة بالنسبة لأي ساحرة |
- Yani her şeyi şimdiden atlatmasını sağla diyorsun, sivilce gibi patlatıvereyim. | Open Subtitles | بأنني أحتاج إلى مساعدته لإخراج مشاعره الآن فقط أخراجه مثل بثرة |
Bu da çıkmakta olan bir sivilce için mükemmel bir ortam. | TED | وهذه هي الحالة المثالية لتشكيل بثرة. |
Eskiden sana benzer sivilce sıkmıştım. | Open Subtitles | لو كان الوقت فى الماضى لسحقت بثرة مثلك |
Bizim bebek suratlı küçük oğlumuz artık sivilce suratlı,biçimsiz.. | Open Subtitles | وجــه ولدنــــا الصغيــــر قد اصبح ذو بثرة مميزة... |
Harika. Sanırım sivilce çıkıyor. Belli oluyor mu? | Open Subtitles | عظيم ، يبدو أن لدي بثرة هل هي واضحة؟ |
Kahretsin, Earl, sıra bende. sivilce o kadar büyüdü ki, kenarında küçük bir sivilce daha çıktı. | Open Subtitles | كبرت هذه البثرة حتى إنّ فيها بثرة أخرى |
"Sivilcem olsaydı, kazanabilirdim." | Open Subtitles | لو كانت لديّ بثرة في أنفي، لكنتُ قد فزت" |
-Muhteşem. Evimin üzerinde resmen kabarcık var. | Open Subtitles | فظيعه, هناك بثرة على منزلي, حرفياً |
Sırt sivilcesi. Yada popo sivilcesi. Bu sabah birkaçını hallettim. | Open Subtitles | أي بثرة خلفية سبق وأهتممت بواحده هذا الصباح |
Sivilcen çıksa bana e-postayla söylüyorsun. | Open Subtitles | أنت تراسلني إذا ظهرت لك بثرة |
Son sivilceye, son kişilik kusuruna kadar. | Open Subtitles | كل بثرة وكل عيب فى الشخصية |
Tamam , Çok sinir bozucu bir sivilcenin hayatımı mahvetmesinden şikayetçiydim. | Open Subtitles | حسناً ، في الحفلة ، كنت أتذمر بشأن بثرة غير مرئية . التي سيطرت على حياتي . و جبهتي |
İddiaya var mısınız. çıban mı ben mi? | Open Subtitles | ضعا رهانكما، أهي بثرة أم شامة؟ |
Ayakların su toplamış. Su toplanması yüzünden bir doktorun zamanını harcama. | Open Subtitles | لديكِ بثرة لا يمكنك تضييع وقت الأطباء بهذه الأشياء |
- Su toplayacak. | Open Subtitles | ستشكل هذه الإصابة بثرة |