ويكيبيديا

    "بثقل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ağırlık
        
    • ağırlığını
        
    • ağır
        
    Ölüm sonrası ağırlık bağlanmasından oluşan bir hasar yok. Open Subtitles لم يكن هناك اى اضرار بعد الوفاة من الربط بثقل
    Bir hayatı almak katlettiğin insanın yaşadığı yılların geçirdiği zamanların, didindikleri hayallerin senin yüzünden gitmesinin verdiği ağırlık ve sorumluluk zor geliyor. Open Subtitles سلبالحياة.. الشعور بثقل المسؤولية .. طوال السنين عندما يعيشالشخصالذيقتلته..
    Yani adamın ayakları omuzlarıyla aynı ritmi yakalamıyor ve kızın topukları kendi ağırlığını taşıyamıyor. Open Subtitles أن حركة قدميه لا تتطابق مع كتفيه و وزنها ينزل بثقل كبير على كعبيها
    Halef Başkandan şu kelimeleri duyduğumda devletin ağırlığını, o kaba kuvveti ensemde hissettim. Open Subtitles شعرت بثقل الدولة تلك الجزمة على رقبتي عندما سمعت هذه الكلمات من الرئيسة المنتخبة
    Farkı limana döndüğümüzde daha ağır safra alarak kapatırız. Open Subtitles سنعوّضها بثقل ماء البحر حتّى نرجع إلى الميناء
    Yani, dilim gerçekten ağzıma ağır geliyor sanki daha fazla yer kaplıyor gibi... Open Subtitles أعني , اشعر بثقل في لساني حقاً كأنّهُ أخذَ مساحة أكبر او شيءَ كهذا.
    Bu sabah uyandığında iki bacağında da ağırlık varmış. Open Subtitles إستيقظت هذا الصباح وتشعر بثقل في حركة رجليها
    Üzerinde büyük bir ağırlık hissediyordu. Open Subtitles كان يحس بثقل كبير يجثم على صدره
    ...omuzlarına çöken büyük bir ağırlık hissediyor? Open Subtitles فكرت كم منكم شعر بثقل يضغط على صدرك؟
    Başımda bir ağırlık var. Open Subtitles أشعر بثقل في رأسي
    İlk defa... üzerimde bir ağırlık hissediyorum. Open Subtitles ...لأول مرة أشعر بثقل في الوزن
    Kardeşlikten birini masadakine benzer bir ağırlık levhasıyla öldürdüm. Open Subtitles قتلت واحداً منهم بثقل مثل ذاك
    Yani sadece karşımdaki insanları görmüyorum, veya kendi sesimi ve zemine karşı ayakkabılarımın ağırlığını bana,sanki ileri ve geri yayılan mükemmel tek bir bilinç alanının bir parçası gibi geliyor. TED فأنا لست فقط أرى الأشخاص أمامي أو أسمع صوتي أو أشعر بثقل حذائي على الأرض، لكن هذا كله يحصل كجزء من مجال وعي كلي واحد يتمدد إلى الأمام و إلى الخلف
    İnat ettik..Paradigmamızı yeniden tanımladık ve birkaç aylık çalışmadan sonra felçli sıçan ayakta durabiliyordu, ve ne zaman istese, bütün ağırlığını taşıyabilen bir hareket başlattı ödüllere doğru koşmak için. TED أصرّينا. قمنا بصقل نموذجنا وبعد عدة أشهر من التدريب الفأرة التي كانت مشلولة, استطاعت الوقوف ومتى ما قررت, أمكنها البدء بالتحرك حاملة بثقل جسدها لتجري باتجاه المكافأة.
    Kaşının kavisini, çantanın ağırlığını umursamayacak. TED لن تعبأ بتقويسة حاجبك، ولا بثقل قبضتك.
    Bu yıl şunu fark ettim, birine bu hayatı terk etmesinde yardımcı olmak bir ayrıcalık ve kalbim kaybın ve mutsuzluğun ağırlığını taşısa da pişmanlık duymuyor. TED اكتشفتُ ذلك هذا العام، إنه لشرفُ حقًا مساعدة شخص ما على الرحيل من هذه الحياة، رغم أنني أشعرُ بثقل قلبي نتيجة الفقدان والحزن، ولكنه ليس ثقيلًا نتيجة الندم.
    Elimdeki bıçağın ağırlığını hissediyorum. Open Subtitles كنت أشعر بثقل النصل في يدي
    Adamın ağırlığını hissedeceksin. Open Subtitles لأشعر بثقل الرجل
    Sadece şunu söylemeye çalışıyorum, eğer stresli hissedersen, ya da bişiyler ağır gelmeye başlarsa... Open Subtitles أعني لو أحسسـت بضغط وإجهاد أو بدأت تشعر بثقل على كاهلك
    - Üzerinizde kraliyetin ağır yüklerini taşıyor musunuz? Open Subtitles ألم تشعري أبداً بثقل حمل الحكم عليكِ ؟
    Benim mi? Araba ağır çekiyor. Open Subtitles -أجل , أشعر بثقل السيارة هل تعرف السبب؟
    Tek bir ağaç kadar ağır. Open Subtitles إنها بثقل شجرة كاملة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد