Arabanın Otuz metre arkasında kalacaksın, tamam mı? | Open Subtitles | أريدك أن تكون خلف السيارة بثلاثين مترا ً, حسنا ً ؟ |
Arabanın Otuz metre arkasında kalacaksın, tamam mı? | Open Subtitles | أريدك أن تكون خلف السيارة بثلاثين مترا ً, حسنا ً ؟ |
- Piliçler bu adama bayılıyor. - Bu bana Otuz... | Open Subtitles | الفتيات تلهث وراء ذلك الشاب انت مدين لى بثلاثين |
Sen duyguların yüzünden Otuz çocuğa kıyamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك التضحية بثلاثين طفلاً لأنك عاطفي |
Sen duyguların yüzünden Otuz çocuğa kıyamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك التضحية بثلاثين طفلاً لأنك عاطفي |
İkisinden de Otuz yaş daha yaşlıyım ama parti yapmak için yorgun olan onlar. | Open Subtitles | أنا أكبر من كلاهما بثلاثين عاما وهما من تعبا من الإحتفال |
Ve uç yoğunluğu, uç canlılığı arka plandaki galaksinin radyo dalgasından Otuz kat daha canlıydı. | Open Subtitles | و شدة الذروة سطوع الذروة كان أسطع بثلاثين مرة |
Otuz saniye geçmeden suratına tokadı çakasım geldi benim. | Open Subtitles | لقد أردت أن أضربه بعد رؤيته بثلاثين ثانية |
Evet. Otuz saatlik kamu hizmetiyle cezalandırıldık. | Open Subtitles | أجل,كان علينا أن نقوم بثلاثين ساعة من الخدمة الأجتماعية |
Otuz harika yıl oldu. | Open Subtitles | لقد حظينا بثلاثين عاماً جميلة شكراً لك |
Battel, 1981'de, ölümünden yaklaşık Otuz yıl sonra İsrail'de, Yad Vashem'de, Uluslararası Dürüst Kişi unvanına layık görüldü. | Open Subtitles | في 1981، بعد موته تقريبا بثلاثين عاماً باتل" مُنح لقب" - صالح بين الأمم - |
Bana Otuz bin borcun var. | Open Subtitles | أنت تدين لي .. بثلاثين ألف |
Sola dönün! Otuz derece! | Open Subtitles | إلى اليسار بثلاثين درجة. |
Otuz yıl sonra, her Ocak ayında on bin AR'cı tamamen beleş ve tam bir saçmalık olan toplantı için Cannes'a iniş yapar. | Open Subtitles | بعدها بثلاثين عاماً، في عام من شهر يناير 10 آلاف من أفراد شركات الموسيقي يتطايرون نحو (كان) من أجل عربدة لامتناهية من الهراء المحظ |
Koç Harwell benden Otuz yaş büyük. | Open Subtitles | الكابتن (هارويل) أكبر مني بثلاثين سنة |