Yürümek zorsa, her gece beni seven adamın yanına uzanmak amacıyla yürüdüğüm için. | Open Subtitles | واذا كان من الصعب بالنسبة لي ان هذه الخطوات تسير الان، والسبب هو أني أمضي عليها كل ليلة حتى أرتمي بجانب رجل أحبني |
Şirin ve saygılı bir adamın yanına oturmak gerçekten güzel. | Open Subtitles | إنه لمن الجميل الجلوس بجانب رجل جميل و محترم |
Altına işediğini itiraf eden çıplak bir adamın yanında çıplak olarak uyandım. | Open Subtitles | إستيقظت عاريا بجانب رجل آخر عاري، و الذييتبوّلفيفراشهبمعنى الحقيقة. لذا إذا تكلّمتي مع أي شخص .. |
Suratıma doğru hapşıran uzun boylu bir adamın yanında durmaya benziyor. | Open Subtitles | لقد شعرت انني أقف بجانب رجل طويل يعطس في وجهي |
Atının üzerinde duramazken, birinin yanında nasıl durabilirsin? | Open Subtitles | كيف ستقف بجانب رجل وأنت لا تستطيع إمتطاء حصانك؟ |
Babamı Klan üyesi birinin yanında görmeleri yetmiyormuş gibi şimdi de beni köleliğin simgesinin yanında görüyorlar. | Open Subtitles | كفى بالأمر سوءًا، بأنهم رأوا .والدي بجانب رجل عنصري والآن هاهم يرونني بجانب أحد رموز العبودية |
Bir erkeğin yanında yürürken, etraftakilerin dönüp bakmasını özledim. | Open Subtitles | اشتقت إلى ذلك الشعور عندما تمرين بجانب رجل |
Şirin ve saygılı bir adamın yanına oturmak gerçekten güzel. | Open Subtitles | ومن لطيف حتى على الجلوس بجانب رجل الذي هو لطيف وكريم. |
İri-yarı, papyonlu ve gözlüklü, orta yaşlı bir adamın yanına oturdum. Fullbright burslusu olduğunu, orada, Çin'de özellikle Çin-Rusya ilişkileri üzerinde çalışma yaptığını öğrendim. | TED | وجلست بجانب رجل متين في منتصف عمره يلبس نظارة شبيهة بالبومه وربطة عنق واتضح انه من طلاب منحة "فولبرايت" الدراسية وهو في الصين خصيصا لدراسة العلاقات الصينية - السوفيتيي |
Bence bir adamın yanına oturmaya korkuyorsun. | Open Subtitles | أنت تخشى الجلوس بجانب رجل |
İlaçlar için reçete almak için hastaneye gittim ve kafasına çatal saplı bir adamın yanında üç saat bekledim. | Open Subtitles | لقد ذهبت إلى العيادة أفعلت ذلك من أجل أن أخذ وصفة طبية و جلست هناك لمدة ثلاثة ساعات بجانب رجل برئسة شوكة |
Kötü muamele eden bir adamın yanında olmakla ve onu korumak için yalan söylemekle suçlanabilir. | Open Subtitles | الوقوف بجانب رجل سيء و الكذب من أجل حمايتهم. |
Çıplak halde uzanışımı düşledim. Kocam olmayan bir adamın yanında. | Open Subtitles | حلمت بأني مستلقية عارية بجانب رجل غير زوجي |
Bu kez kiralanmış bir başka takım elbisede akşam yemeklerinden birindeydim ve Portekiz'in galibi olan Belmiro de Azevedo isimli sevimli bir adamın yanında oturuyordum. | TED | الآن، وأنا مرتدٍ إحدى البدلات المستأجرة، كنتُ في أحد المطاعم وجالس بجانب رجل محبوب يُدعى بالميرو دي آزفيدو، وهو الفائز من البرتغال. |
Babamı Klan üyesi birinin yanında görmeleri yetmiyormuş gibi şimdi de beni köleliğin simgesinin yanında görüyorlar. | Open Subtitles | كفى بالأمر سوءًا، بأنهم رأوا .والدي بجانب رجل عنصري والآن هاهم يرونني بجانب أحد رموز العبودية |
Benim gibi eğlenceli birinin yanında yalnızca keyifsiz adamlar olduğunu görmedin mi? | Open Subtitles | يوجد دوماً امرأة جميلة ... ألم تري أن بجانب رجل مضحك مثلي ، يوجد فقط الرجال البائسين ؟ |
Ne için burada kalıp, şu erkek kız ve kız erkeğin yanında dans etmek için mi? | Open Subtitles | نقف هنا ونرقص بجانب رجل مستأنث وفتاة مسترجلة |