20 yıl önce bir motel odasında aşırı dozdan ölmüş. | Open Subtitles | توفيت بجرعة زائدة في . غرفة نُزُلٍ قبل عشرين سنة |
Uyuşturucuları görüp aşırı dozdan öldüğünü anlamadan önce canlandırmaya çalışmıştım. | Open Subtitles | لم أرَ المخدّرات وأدرك وفاتها بجرعة زائدة حتّى قمتُ بإنعاشها |
Magazinlerden okuduğuma göre kimse Oliver Queen'in aşıdı dozdan öldüğünü duyduğuna şaşırmazmış. | Open Subtitles | ممّا قرأت في الصحف، فلا أظنّ أحدًا سيتفاجأ بوفاتك بجرعة مخدّر زائدة. |
Birer doz rifampin alıp hastalıktan kurtulsak daha iyi olmaz mı? | Open Subtitles | ألا ترى أن نحقن أنفسنا بجرعة من الريفامبين ونتخطى الأمر ؟ |
Ama toplumsal destek olarak düşündüğümüz şeylere bu afyon (opioid) ve aşırı doz krizi ortasında yeni bir acil durum eklendi. | TED | لكن ما نفكر فيه بخصوص دعم المجتمع يأخذ منحنى طارئا جديدا عنذما تنخرط في تعاطي الأفيون بجرعة مفرطة. |
Bu, Ducky'nin, Üstçavuş Roe'nun aşırı dozdan ölmesine hüküm vermesinden bir gün önce. | Open Subtitles | هذا يوم واحد قبل الوقت الذي قدره داكي لوفاة الرقيب رو بجرعة زائدة |
Yani onu aşırı dozdan ya da bileklerini keserek öldürdüğünde intihar gibi görünecekti. | Open Subtitles | لذا عندما تقتله بجرعة زائدة، تقطع معصميه، أو شيئا آخر، سيبدو الأمر كعملية إنتحار. |
Daha önce de yüksek dozdan Tønder hastanesine gelmişti. | Open Subtitles | لقد كَانتْ في المستشفى من قبل بجرعة زائدةِ |
Hep, bir yerlerde aşırı dozdan dolayı öldüğünü düşündüm. | Open Subtitles | لطالما افترضت أنّها ستموت بجرعة زائدة في مكان ما. |
Kardeşinin aşırı dozdan ölümü için beni suçluyor ve dünyayı kasıp kavuran diğer tüm illetler için olduğu gibi taa Nintendo'dan beri. | Open Subtitles | تلومني على موت أخيها بجرعة زائدة من المخدر والكوارث الآخرى التي حدثت بالعالم منذ ظهور الناينتيندو |
Elian Santero'sunu kendi eliyle öldürdükten sonra aşırı dozdan ölecek. | Open Subtitles | اليان سيكوت بجرعة زائدة بعد قتله لسانتيرو |
Daha sonra, bebeği çıkarmaya yardımcı olması için hastasına bir doz "cihuapatli" ilacı veriyor, hastasına buhar kulübesinde masaj yapıyor ve karnını tütünle ovuyor. | TED | ثم تحقن المريضة بجرعة من السيواباتلي للمساعدة في إخراج الطفل، تقوم بتدليكها في حمام بخار، وتفرك معدتها بالتبغ. |
Yüksek doz. Janis gibisi yoktu. | Open Subtitles | بجرعة زائدة لم يكن هناك أي أحد مثل جانيس |
Ben senin evine aşırı doz almış bir karı getirirsem iğneyi ben vururum. | Open Subtitles | عندما احضر عاهرة بجرعة زائدة إلى بيتك عندئذ انا سأعطيها الحقنة |
Birisi onun karışımının içine ortalamanın 20 kat üstünde doz eklemiş. | Open Subtitles | أحدهم حقنه بجرعة منشطات أقوى عشرين مرة من الجرعة العادية |
Otopsi aşırı doz olduğunu doğruluyor. | Open Subtitles | تقرير الطب الشرعي أثبت الوفاة بجرعة زائدة من المخدرات. |
Kesinlikle. Birkaç doz antibiyotik ile rahatça üstesinden geliriz. | Open Subtitles | بالتأكيد , ربما بوسعنا أن نزيل ذلك بجرعة من المضادات الحيوية |
Bir iksir daha Büyülülerden birkaç güzel söz ve eve dönüş yolunda olurum. | Open Subtitles | بجرعة أخرى إضافية، و تعويذة مناسبة من، المسحورات و سأكون في طريقي للعودة |
Aşırı dozla kanseri tedavi edemezsiniz. | Open Subtitles | لايمكنكي معالجة السرطان بجرعة زائدة |
- Ben scrying başlayacak. - Ve ben aşk iksiri başlar gidecek. | Open Subtitles | سأبدأ البحث و أنا سأذهب و أبدأ بجرعة الحب |
Son geziden kurtuldun peki iki kat doza ne dersin? | Open Subtitles | لقد نجوت من جرعتي الأخيرة. ما رأيك بجرعة ضخمة مضاعفة؟ |
Bence yüksek dozlu geniş, geniş spektrumlu-- | Open Subtitles | اظن انه يجب ان نعالجه بجرعة كبيرة من المضادات واسعة الطيف |
Onu bulduktan sonra, onu buraya gelmesi için kandır ve biz de onu iksirle yok edelim. | Open Subtitles | وبعد أن تجدينها تدير ظهرها إلينا و نحن نقضي عليها بجرعة |
Bir ampul epi verin. | Open Subtitles | ــ إحقنيه بجرعة أبينيفرين ــ ما هذا ؟ |