Jody'yle ben banyoda bir seans yaptık, ama hiçbir şey olmadı, sonra banyoya döndüğümde oradaydı, oradaydı! | Open Subtitles | جودي وأنا قمنا بجلسة تحضير الأرواح في الحمام، ولم يحدث شيء . لكن عندما عدت هناك كانت هناك. كانت هناك |
Biliyor musun, hazır buradayken bir seans yapmak istiyorum. Yarın nasıl olur? | Open Subtitles | اريد ان ابدأ بجلسة بينما انا هنا كيف تجدها غداً؟ |
İkinci kemoterapi seansına gidecek mi? | Open Subtitles | هل ستقوم بجلسة العلاج الكيميائية الثانية ؟ |
Öyleyse bunu duruşmasında belirtmelisin. | Open Subtitles | إذن عليك قول ذلك بجلسة .الإستماع الخاصّة به |
TV programına çıkmayı anladım da bu durumda imza seansı yapmam sence uygun mu? | Open Subtitles | أجرى برنامج تلفزيوني أمر مفهوم جداً لكن هل تعتقد بأنه من الصحيح أناقوم بجلسة توقيع , في هذه الظروف ؟ |
Kurmaca bir duruşma yapıp bütün savunmayı tüm dünyanın bayan pilotlara karşı olduğu üstüne mi kuruyorsunuz? | Open Subtitles | لقد كنت بجلسة محاكاة واحدة و تظهرون الآن أن العالم بأجمعه يود أن ينال من الطيارات النساء؟ |
Architectural Digest, 15'inde başlayan hafta fotoğraf çekimi yapmak istiyor. | Open Subtitles | ومجلة "أخبار المعماريين" ترغب بجلسة تصوير في الأسبوع الخامس عشر. |
Şimdi de af duruşmasına çıkıyor ve ardından anayasa mahkemesinde şansını deneyebilecek. | Open Subtitles | والآن فهو يحظى بجلسة استماع للحصول على عفو, حينها بإمكانه تجربة حظه مع المحكمة العُليا. |
Saat 3'te gel, iki saatlik bir seans yapalım. | Open Subtitles | عد اليوم وسنقوم بجلسة لساعتين في الساعة الثالثة مساءاً |
Seanslarını bitirmen için bir seans daha yapmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نقوم بجلسة لنناقش فيه إنهاء جلسات علاجك |
Tüm şüpheleri ortadan kaldırmak ve ruhların bizlerle olduğunu, göstermek için bu gece bir seans yapacağım. | Open Subtitles | اريد ان اقوم بجلسة استحضار ارواح الليلة لأثبت لمرة و للأبد ان هؤلاء المتشككين كانوا مخطئين وان الارواح تعيش فعلا بيننا |
O zamana dek sen seans yapmaya devam et, ben arabada olacağım. Tamam mı? | Open Subtitles | حتى ذلك الوقت، قم بجلسة تحضير الأرواح خاصتك وسأنتظرك بالسيارة، اتفقنا؟ |
Bu gece... bir seans düzenledik. | Open Subtitles | نحنُ قُمنا بجلسة إستحضار أرواح اليوم ماذا؟ |
Bunun dışında, hadi harika bir seans geçirelim. | Open Subtitles | مــاعدا هذا، دعونـا نحضى بجلسة رائعة. |
Diğer herkes de kafeteryadaki grup terapi seansına gelsin. | Open Subtitles | المُتبقين, سوفَ نقوم بجلسة علاج جماعية في الكافيتيريا |
Kitty bir dahaki kemoterapi seansına gitmeyebileceğini söyledi. | Open Subtitles | فـ "كيتي" تقول أنها ربما لن تقوم بجلسة العلاج الكيميائي مرة أخرى |
Luria, kefalet duruşmasında, bizi bilgilendirecek. | Open Subtitles | (لوريا) متعلقة بجلسة إطلاق سراح، ستبقينا على اطلاع |
Yarın Ashley'nin ön duruşmasında tanıklık etmek için mahkemeye gitmeliyim. | Open Subtitles | يجب علي الذهاب غداً إلى المحكمة . (لأشهد بجلسة استماع (آشلي |
Tamam yarın sana tam çıplak fotoğraf çekme seansı yapacağım. | Open Subtitles | حسنٌ، سأقوم بجلسة تصويرية كاملة عاريا من أجلك غدا |
Nerede ne zaman olursa olsun, duruşma olsun ya da olmasın onun annesi benim! | Open Subtitles | في أي وقت و أي مكان بجلسة أو بدون ! أنا أمه |
Sonra, albüm kapağı için fotoğraf çekinirken, biraz kuşkulanmaya başladım. | Open Subtitles | بعد ذلك بدأت بالشعور برتياب قليلاً عندما كنا نقوم بجلسة التصوير لأجل غلاف أسطواتني. |
Yetişkin mahkemesine transfer olursun ve orada da kefalet duruşmasına çıkabilirsin. | Open Subtitles | سيتم نقلك لمحكمة للبالغين وستمرين بجلسة لتحديد الكفالة |
Geçen Salı delil gösterilecekti, geçen Cuma oturum yapılacaktı. | Open Subtitles | تأخرتِ بجلسة التصريح بالثلاثاء الماضي وجلسة الحركة بالجمعة |
Belki diğer oturumda, bu eşek arısını araştırabiliriz. | Open Subtitles | حسناً ، ربّما بجلسة أخرى سنكتشف هذا الدبّور |
Şu an... bir seanstayım. | Open Subtitles | د. " سلون " ، أنا منشغل بجلسة حالياً |