Bu tür bir taşınabilir kimliğe sahip olmak fiziksel ve dijital dünyada yeni bir şekilde Her türlü insani ticareti yapabileceğimiz anlamına gelir. | TED | الحصول على هذا النوع من الهوية المحمولة في العالم الملموس والعالم الرقمي يعني أنه بإمكاننا القيام بجميع أنواع التجارة الإنسانية بطريقة جديدة تمامًا. |
Her türlü budalalığı yapmak için daha yeterince zamanın olacak. | Open Subtitles | سيكون لديك متسعاً من الوقت للقيام بجميع أنواع الحماقات |
Bak, bu benim ilham perim ve Her türlü ilhamı veriyor ve onu metel kaplamayla çevirdim. | Open Subtitles | أترى ، لدي هذا الإلهام و أشعر بجميع أنواع الإلهام و أنا حقاً لدي المعدن الحديدي الآن |
her türden arkadaş ediniyoruz. | Open Subtitles | حسناً, يبدو بإنك تحظى بجميع أنواع الأصدقاء. |
Burada her türden insan yaşadı. Üç başkan da buna dahil: | Open Subtitles | إننا حظينا بجميع أنواع النزلاء، منضمنهمثلاثةرؤساء: |
Her çeşit deneyi üstünüzde uygulayacaklar. | Open Subtitles | سوف يقُومون بجميع أنواع التجارُب عليكِ. |
Bilirsiniz, Her türlü partide çalışıyorum. | Open Subtitles | حسناً كما تعلمون أنا قمت بجميع أنواع الحفلات |
Ve Her türlü şeytani ibadeti yaptılar. | Open Subtitles | وقاموا بجميع أنواع قداسات العبادة الشيطانية |
Fakat bu, Her türlü harekete olanak tanımaz. | TED | ولكنها لا تسمح بجميع أنواع الحركة. |
Her türlü aktiviteye beraber katılırız. | Open Subtitles | نقوم بجميع أنواع الأنشطة مع بعض |
Her türlü araştırma yaptık. | TED | قمنا بجميع أنواع الأبحاث. |
Her türlü belaya bulaşırlar... | Open Subtitles | ...لقد تسببوا بجميع أنواع المشاكل |
Her türlü kıtlık var. | Open Subtitles | .... هناك عجز بجميع أنواع |
Ve her türden gizli telefon görüşmeleri yapıyorlar polis için veya basın-- kim olursa. | Open Subtitles | ويقومون بجميع أنواع المكالمات الهاتفية السرية للشرطة و الصحافة .. |
Aslında, bunu herhangi bir yolla da yapabilirsiniz -- bunu her türden çokgen ve üçgenlerle kaplayın ve hepsini karıştırın. | TED | في واقع الأمر، هل يمكن القيام بهذا بأي طريقة -- تغطية هذا الجسم بجميع أنواع المضلعات ومثلثات وخلطها جميعا. |
Her neyse, George Lockwood her türden sorun çıkartıp duruyordu. | Open Subtitles | في الحقيقة (جورج لاكوود)، كان يتسبب بجميع أنواع المشاكل. |
Etrafında her türden çalışan kadın var, Don. | Open Subtitles | أنت محاط بجميع أنواع الأمهات اللاتي يعملن، (دون). |
Her çeşit işi yaptım. | Open Subtitles | لقد قمتُ بجميع أنواع الأعمال. |
Bir anormallik olduğunu düşündüm ama Altschuler, tabii ki buna karşı çıktı ve ölü hayvanın vücudundan kültür üretimi yaptı Her çeşit testi uyguladı ve... | Open Subtitles | وظننت بأنه نوع من الشذوذ، ولكن بطبيعة الحال إستهوى (ألتشولر) ذلك لذا قام بالإستنبات لأجسام الحيوانات الميتة، وقام بجميع أنواع التجارب |