Olay şu ki son gittiğim de yanımda oturan bir adam vardı. | Open Subtitles | واليك هذا شيء , آخر مرة ذهبت كان هناك رجل يجلس بجواري |
Seçimi bahane ederek seni sonuna dek yanımda tutmak benim hatam. | Open Subtitles | إنّه خطئي للإبقاء عليكِ بجواري حتّى النهاية باستخدام الإنتخابات كعذر |
Biliyorum ki sen de 24 saattir yanımda uyanıktın. | Open Subtitles | و أنا أعلم بأنك كنت مستيقظاً بجواري طوال الـ 24 ساعة |
Eh, o zaman onu üç numaralı masaya, yani yanıma yerleştiriyorum. | Open Subtitles | حسناً، في هذه الحالة سنققله الى المنضدة رقم ثلاثة، بجواري مباشرةً |
yanımdaki koltukta iki milyon dolar. | Open Subtitles | أتتصور هذا ؟ مليونان دولار بجواري في الطائرة |
Bütün gece, her gece kalmanı ve her sabah yanımda uyanmanı ve karım olmanı istiyorum. | Open Subtitles | و تبقين طوال الليل كل ليلة و تستيقظين بجواري كل صباح و تكونين زوجتي |
Dün sabah uyandım... ve sen yanımda hala uyuyordun... ve çılgına döndüm çünkü herşey çok yeni ve farklıydı. | Open Subtitles | أستيقظت صباح أمس وأنتِ نائمة بجواري كنت خائف لأن كلّ شيء جديد ومختلف |
Ama iyileşmesi onun her zaman yanımda olmadığı anlamına gelir. | Open Subtitles | إن تحسنت فسيعني هذا أنها لم تكن بجواري دائماً |
O yanımda oturmuyor. | Open Subtitles | شجار مع الزميل المجاور لك؟ لا يجلس بجواري |
Madem öldüğümde yanımda olmak istemiyorsunuz hayattayken de istemiyorsunuz demektir. | Open Subtitles | لا تريدون أن تُدفنوا بجانبي عندما تموتون أفترض أنكم لا تريدون أن تكونوا بجواري وأنا حيّ |
yanımda savaşmandan onur duyarım, böylece sana göz kulak olabilirim. | Open Subtitles | سيكون شرف لي أن تقاتل بجواري لكي أستطيع مراقبتك |
yanımda savaşmandan onur duyarım, böylece sana göz kulak olabilirim. | Open Subtitles | سيكون شرف لي أن تقاتل بجواري لكي أستطيع مراقبتك |
Ve bilincim yerine geldiğinde, copilotum yanımda ölmüştü. | Open Subtitles | , و عندما عدت إلى وعيي وجدت مساعد الطيار ميت بجواري |
- Başka kim eski dostlarım gibi yanıma davetsiz oturabilir? | Open Subtitles | من سيجلس بجواري بدون دعوة مثل صديق من الأيام القديمة؟ |
yanıma oturttuğun patlayıcı dolu çantası olan ihtiyar var ya? | Open Subtitles | تعرفين العجوز اللطيف الذي جلس بجواري مع حقيبة مليئة بالمتفجرات؟ |
O başka bir uçakta uçtu ve atladı benim yanıma indi. | TED | طار على متن طائرةُ آخرى ثم في الواقع قفز منها وحط على الأرض بجواري. |
Odaya girdi ve yanımdaki yatakta yatan adamı öldürdü. | Open Subtitles | لقد اتى الى هذه الغرفة وقتل الرجل الذي كان بجواري |
Hadi devam et. Arkamda dur. Asla yanımdan ayrılmayacağını söyle. | Open Subtitles | لذا توقّف وقف بجواري وقل لي أنّك لن تتخلّى عنّي. |
İkinci sınıfta, seninle tanışmadan önceki en iyi arkadaşım yan evimizde oturuyordu. | Open Subtitles | عندما كنت في الصف الثاني, صديقي المفضل قبل أن أقابلك, كان مقيماً بجواري |
Sen de geçtiğimiz altı ay benimle kalmak zorunda değildin. | Open Subtitles | وأنت لم يكن عليك البقاء بجواري في الأشهر الستة الماضية |
Steven'ın dikkatini çekmek istiyorum, senin yanında küçük porselen bir bebek gibi görüneceğim. | Open Subtitles | و مـع كونـك بجواري سأبـدو كدميـة خـزفيـة صغيـرة |
etrafımda ceset olması hoşuma mı gidiyor sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقدين أن أستمتع بالاحتفاظ بجثة بجواري |
Sen yanımdayken bile yalnız hissediyorum. | Open Subtitles | أتعلم شيئاً؟ حتى أنت بجواري, أشعر بالوحدة |
Bir yıl oldu ve artık onu yakınımda hissetmiyorum. | Open Subtitles | لقد مضت سنه وأنا لاأشعر بوجوده بجواري بعد الأن |
Ki hiç yapmamam gerekirdi. Ama hemen yanımdaydı. | Open Subtitles | و هذا شيء كان لا يجب ان افعله و لكنها كانت بجواري |
Dün gece yeryüzüne indi ve benim yatağıma yanı başıma uzandı. | Open Subtitles | لقد جاء بالأمس و إستلقى على الفراش بجواري |
Korktuğumda hep yanımdaydın. | Open Subtitles | عندما كنت خائفاً, انتِ كنت دائماً بجواري |