André'nın yatağa ihtiyacı yok. Biraz saman onu mutlu edecektir. | Open Subtitles | أندريه ليس بحاجةٍ إلى سرير انه سيكون سعيد ببعض القشة |
En kötüsünü atlattı ama hala ekstra bir bakıma ihtiyacı var. | Open Subtitles | وتجاوزتْ جميعَ عقباتها ولكنَّها لا زالتْ بحاجةٍ إلى من يعتنيَ بها |
Kimse iyi değil ve herkesin bir içkiye ihtiyacı var. | Open Subtitles | لا أحد بخير والجميع بحاجةٍ إلى شراب. شمبانيا أم ويسكى اسكتلندىّ؟ |
Paraya ihtiyacın varsa, ben sana ödünç verebilirim. | Open Subtitles | إن كنتِ بحاجةٍ إلى بعض المال فبإمكاني أن أعيركِ بعضاً منها |
Yanlış anlama baba ama sanırım bir köpek yavrusuna ihtiyacın var. | Open Subtitles | لا تسئ فهمي يا أبي، و لكن ربّما كنت بحاجةٍ إلى شراء جرو |
Ama zaten yardımıma ihtiyacınız yok, çünkü bunu halledersiniz değil mi? | Open Subtitles | ولكن لستما بحاجةٍ إلى مساعدتي، لأنكما انجزتما هذا, صحيح؟ |
Barajın sağlayacağı elektriğe ihtiyaçları vardı ama aynı zamanda çevreyi de korumak istiyorlardı. | Open Subtitles | لقد كانوا بحاجةٍ إلى الكهرباء التي يولدها السد، لكن في نفس الوقت كانوا يريدون الحفاظ على البيئة |
Bazı insanların sizi incitmek için silaha ihtiyacı yoktur. | Open Subtitles | بعض الأشخاص ليسوا بحاجةٍ إلى سلاحٍ لإيذائك |
Ermiş babaya en çok kimin ihtiyacı var? Kimin? -Senin ! | Open Subtitles | إذن، مَن الذى بحاجةٍ إلى الحكيم في الغالب؟ |
Ona bugün iyi bir şeyler söyleyin, güzel hiçbir şey olmasa bile. İyi bir haber duymaya ihtiyacı var. | Open Subtitles | زفي إليها خبراً جيداً اليوم، وإن لم يحدث شيءٌ جيد فهي بحاجةٍ إلى بعض الأخبار الجيّدة |
Çünkü Chicago'nun, tekrar yeni bir başlangıca ihtiyacı var. | Open Subtitles | لأن ـ شيكاغو ـ مرةً أخرى بحاجةٍ إلى ـ بدايةٍ جديدة ـ |
Yardıma ihtiyacı olan bir müvekkil aradı ama ben buradan ayrılamıyorum. | Open Subtitles | وصلتني للتو مكالمة من عميل بحاجةٍ إلى مساعدة لكنني لا أستطيع أن أقوم بذلك حالياً |
İnsanların morale ihtiyacı var. Ve ben de moralim. | Open Subtitles | والناس بحاجةٍ إلى النشاط وأنا أمثل النشاط |
Zaten hallettin, bu yüzden bir şaperona ihtiyacın var. | Open Subtitles | لقد تكفّلتِ بذلك من قبل ولهذا أنتِ بحاجةٍ إلى وصيفة |
İyi adamlara ihtiyacın var, şu iki trafik polisine değil. | Open Subtitles | إنك بحاجةٍ إلى رجالاً جيدين وليس كرجلي المرور هذين |
Hala gittiğinde kediye bakacak birine ihtiyacın var mı? | Open Subtitles | أمازلتِ بحاجةٍ إلى شخص كي يعتني بتلك الهِرّة حينما تغادرين؟ |
Hem, apandisite ihtiyacın yok. | Open Subtitles | إضافةً إلى ذلك، أنت لست بحاجةٍ إلى زائدتك الدودية |
Daha büyük bir bıçağa ihtiyacın olacak desene. | Open Subtitles | أعتقدُ أنَّكـ ستكونُ بحاجةٍ إلى سكينٍ أكبر |
Bu kadar küçük bir uçak için endüstri fırınına ihtiyacın olmaz ki. | Open Subtitles | لذلكـَ لن تكونَ بحاجةٍ إلى فرنٍ مخصصٍ للمصانعِ بهذا الحجم |
Ona ihtiyacınız olmayacak Bayan Lange. | Open Subtitles | لن تكوني بحاجةٍ إلى ذلكـ يا سيدة # لا نـــغ # |
Sylvie bir kahve masasına ihtiyacınız olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد ذكرت لي #سيلفي# بأنَّكما بحاجةٍ إلى طاولةُ قهوة |
Bunlara ihtiyacınız yok. | Open Subtitles | أنت لَسْتَ بحاجةٍ إلى ذلك. |
O zaman belki bilgiye ihtiyaçları yoktu. | Open Subtitles | لذلكـ, ربما لم يكونوا بحاجةٍ إلى البيانات |