Cep telefonları ve sesli konuşmalarla ilgili benim kendi araştırmam bu aramaların yüzde 80'inin aslında dört kişiyle yapıldığını gösterir. | TED | بحثي الخاص حول الهواتف المحمولة والإتصالات الصوتية أظهرت أن 80 في المائة من المكالمات تتم في الواقع مع أربعة أشخاص. |
araştırmam, tohumlarda kuruma toleransı ile dirilen bitkilerin mekanizmasında dikkat çekici benzerlikler olduğunu gösterdi. | TED | أظهر بحثي أن هناك تشابها كبيرا بين آليات مقاومة الجفاف في البذور و النباتات القابلة للنشور. |
Ben de araştırmamı 10 yıl genişlettim ve bunu buldum. | Open Subtitles | لذا مددت بحثي لمدة 10 سنوات اخرى و وجدت هذا |
Şişirme bir habermiş gibi görünüyor, ama araştırmamı incelersen hepsinin doğru olduğunu göreceksin. | Open Subtitles | الكلام يبدوا كأنه كذب ولكن اذا نظرتي الي بحثي سترين انه كله حقيقي |
Şimdi yaptığım araştırma bu konuda. Ruhanilik, dünyadaki yeni ruhlar üzerine. | TED | هذا هو بحثي الجديد عن الروحانية، و الأرواح الجديدة حول العالم |
İşte bu yüzden gezegenler arası Zeta Işını seyahatiyle ilgili araştırmalarımı sessizce yürütüyorum. | Open Subtitles | الذي هو لماذا بحثي في سفر شعاع زيتا بين الكواكب يجري بشكل هادئ |
araştırmalarıma göre, insanlara seçenekler arasından bir seçim sağlarsanız bu savunmalarını kırar ve teklifinizi kabul etmeleri daha muhtemeldir. | TED | يُظهر بحثي أنه عندما تعطي الناس خياراً ضمن خيارات، يقلل ذلك من دفاعاتهم، ويكونون أكثر قبولاً لعرضك. |
Benim Araştırmalarım kur yapan ya da kur yapılan insanlar için daha farklı bir sonuç gösteriyor. | TED | لكن بحثي الخاص اقترح أن الأمور قد تختلف لدى الأشخاص الذين يشاهدون أو يتعرضون للمغازلة. |
Araştırmamın bir sonraki adımı, gücünü elinden nasıl alacağımızın cevabını verebilir. | Open Subtitles | هذه هي المرحلة التالية من بحثي قد تكون الاجابة لمحي قدراتكِ |
Benim sahip olduğum spekülatif tasarım araştırmam şu anda sentetik biyoloji üzerine çalışıyor, fakat daha fazla duygusal sürülen çıktılar üzerine. | TED | يقوم بحثي عن التصميم التأمّلي في الوقت الحالي بالعمل مع الأحياء الاصطناعية، لكن سعيًا وراء نتيجة عاطفية أكثر. |
Benim araştırmam, plastik kirliliği problemimize bile yardımcı olabileceğini gösteriyor. | TED | ويُظهر بحثي أنّه من الممكن أن يساعدنا في مشكلة التلوث البلاستيكي. |
Bununla birlikte, kendi araştırmam bile adolesanların cinsellik hakkında eğitim ve bilgi için pornografiye yöneldiklerini gösteriyor. | TED | حتى بحثي الخاص يظهر أن المراهقين يشاهدون الإباحية للتعلم ومعرفة المعلومات عن الجنس. |
Ve bu da Başkan Obama ile ben, Anayurt Güvenlik araştırmamı ona gösterirken. | TED | وهذا أنا مع الرئيس أوباما، أعرض عليه بحثي الخاص بالأمن الوطني. |
Şimdi hem bilinçli hem de biliçsiz tasarım yoluyla bu görünmez dünyalara nasıl etki ettiğimizi açıklayan ve bana farklı bir bakış açısı kazandıran mimari odaklı araştırmamı sizlerle paylaşmak istiyorum. | TED | سأقوم بمشاركة بيانات معكم من إحدى جوانب بحثي التي تركز على الهندسة المعمارية و التي توضح كيف، من خلال شيء مدرك و الشيء الغير مدرك، نحن نأثر على العالمم الغير مرئي. |
Allah'tan, 1993 haziranında, bizim tanınmayan misafirimiz gitti, ama başka aileler çok daha şanssızdı, bu düşünce de benim araştırmamı teşvik etti. | TED | لحسن الحظ، في يونيو 1993، رحل زائرنا المجهول، لكن عائلات أخرى كانت أقل حظاً بكثير، وتلك كانت الفكرة التي حفّزت بحثي. |
Mühendis ve biyokimyacılardan oluşan araştırma takımım tam da bunun üzerinde çalışmaktadırlar. | TED | ففريق بحثي من المهندسين وعلماء الكيمياء الحيوية يعملون على هذا التحدي تمامًا. |
Evet ama burası araştırma hastanesi olduğundan her bölümden hastalarım var. | Open Subtitles | نعم ولكن هذا مستشفى بحثي لذا لدي مريض في أي قسم |
İleri gelenlerin tek seçeneği bana milyarları vermek olacak ve araştırmalarımı sonuçlandırıp tedaviyi bulacağım. | Open Subtitles | لن يجد المسؤولون حلاً غير أن يعطوني البلايين التي أحتاج إليها لأتم بحثي لكي أجد العلاج |
Bu şekilde düşünüyorum, çünkü araştırmalarıma göre bilinçlilik saf zekâdansa, daha çok bizlerin doğamızdaki yaşayan ve nefes alan organizmalar olmamızla alakalı bir durum. | TED | وأنا أعتقد ذلك لأن بحثي يوضح لي أن الوعي لا يرتبط كثيراً بالذكاء المحض ولكنه يرتبط أكثر بطبيعتنا ككائنات حية تتنفس. |
Araştırmalarım birçok bilim insanının uykunun en yenileyici olduğuna inandıkları evresine odaklanıyor: derin uyku. | TED | يركز بحثي على ما يعتقده الكثير من العلماء أكثر مرحلة مُجَدِّدة من النوم: النوم العميق. |
Araştırmamın en önemli safhasındayım ve bu tür yetersizliğe göz yummam. | Open Subtitles | انني في اكثر المراحل حساسية في بحثي لا اريد اي نوع من التشويش |
Böylece yaşları 13-18 arasında 86 lise öğrenciyle araştırmama başladım. | TED | وبذلك بدأت بحثي بـ86 طالباً من أعمار تتراوح بين 13 إلى 18 من مدرستي الثانوية. |
Beş dakika önce makalemi sunmaya başlamam lazımdı. | Open Subtitles | كان من المفترض أن أقدّم بحثي قبل خمس دقائق |
Pardon yetenekli motorlar, beyzbol hastalıkları hakkındaki öncü araştırmamda geride kaldım. | Open Subtitles | آسف، إنني أجهل في بحثي المتميز .أمراض المتعلقة بمهارات لاعبي البيسبول |
Gerçek aşkı arayışım sizlere bu kadar rahatsızlık verdiği için özür dilerim. | Open Subtitles | آسف أن بحثي عن الحب الحقيقي كان مصدر إزعاج لكم يا رفاق |
Ve şimdi şu aciz küçük delikanlıyı Aramaya devam etmeliyim. | Open Subtitles | والآن سأتابع بحثي لمساعدة هذا الولد |
Hikayemi anlatmak için araç ararken grafik tasarıma rastladım. | TED | أثناء بحثي عن وسيلة لرواية قصتي، صادفت التصميم الجرافيكي. |
O yüzden o yayını izleyenleri araştırdım. | Open Subtitles | بعد بحثي هذا , اكتشفت الكثير من حالات الانتحار |
Bunun çalışmama karşı olan dini bir fanatik olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | توقعت بأن هذا تعصب ديني يعارض بحثي |