ويكيبيديا

    "بحد ذاتها" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kendisi
        
    • kendi kendine
        
    • zaten başlı başına
        
    Özel yaşamımızı kaybettik. Evet. Ama asıl kaybettiğimiz gizlilik fikrinin ta kendisi. TED لقد أضعنا الخصوصية، نعم، و لكن ما أضعناه حقاً هو فكرة الخصوصية بحد ذاتها.
    Elbisenin kendisi beni soğuktan koruyabilir. TED يمكن للبذلة بحد ذاتها حمايتي من البردِ.
    İnanç (belief) kelimesinin kendisi orijinal olarak sevmek, ödüllendirmek, üzerine titremek anlamındaydı. TED وكانت كلمة "معتقد" أو "إيمان" تعني بحد ذاتها أن تحب وتقدر وتعز.
    Hayat kendi kendine düzene girmiş gibi görünür. Open Subtitles "يبدو أن حياتك بُوبت بحد ذاتها"
    Başkanlık kendi kendine bizi korumayacak, Bob. Open Subtitles الرئاسة بحد ذاتها لن تحمينا يا (بوب)
    işlerini kaybetmeyecekler, ki bu krizde, bu zaten başlı başına bir ikramiye sayılır. Open Subtitles حسناً، عليكم الحفاظ على وظائفكم، وهي، في هذا الإقتصاد، تعتبر كعلاوة بحد ذاتها.
    Ama sürecin kendisi amaçsız, öngörüsüz, tasarlanmamış. TED ولكن العملية بحد ذاتها دون هدف، ليس لديها بعد نظر، وبدون تصميم.
    Finans, tabiki kirli işlerle ilgilenmez tabi paranın kendisi kirlenmedikçe. Open Subtitles وزارة المالية لا تتعامل مع الأوساخ التي تحت الأظافر ماعدا لو إعتبرتَ الأموال أوساخًا بحد ذاتها
    Bu teleskoplardan bir çoğunu alıp dünyanın etrafında çeşitli yerlere koyup sanki dünyanın kendisi bir teleskopmuşçasına sanal bir teleskop oluşturmamız gerekiyor. Open Subtitles نحتاج إلى أخذ نسخات عديدة من هذه التلسكوبات ووضعها في أنحاء العالم لخلق تلسكوب افتراضي بحجم الكرة الأرضية بحد ذاتها
    Bir şey yaratmanın kendisi zaten bir ödüldür. Open Subtitles عندما يتعلق الأمر بالأبداع والإبتكار فأن عملية خلق الأشياء بحد ذاتها هي الجائزة.
    Bana göre, olay sporun kendisi değil. Open Subtitles في رأيي,ليست الرياضة بحد ذاتها وانما يخص المشاهدة
    Bana yaptığı kol kırma hareketini gördün mü ? Asıl silah kendisi. Open Subtitles هل رأيتي كيف ثبتت ذراعي انها بحد ذاتها سلاح
    Hiç harf olmadığı için kendisi gibi kodlanmış olabilir. Open Subtitles لأن الأحرف لا يمكن تشفيرها بحد ذاتها هناك بالفعل عدد قليل
    Ve atomların kendisi hayli şiddetlidir, ama doğru sıklıklarla tam olarak ayarlanan lazerleri ateşlerseniz, bir atom bu fotonları kısa süreliğine emecek ve yavaşlama eğilimi gösterecektir. TED والذرات بحد ذاتها عنيفه جدا لكن اذا اطلقت اشعه ليزر وضبطها تحديداً للتردد الصحيح ، الذره ستمتص هذه الفوتونات قليلاً وتميل لأن تتباطأ.
    Bölme yapamazsınız, ki bu kendisi için bir tavşan deliğidir. TED لا يمكنك قسمتهم . ولكن هذا يمثل حالة معقدة جدا بحد ذاتها .
    "Bu durum kendi kendine yeter." Open Subtitles "هذه الحالة تكفي بحد ذاتها".
    Hırsızlık macerası zaten başlı başına ayrı bir hikayeydi. Open Subtitles مغامرة السرقة تعتبر قصة بحد ذاتها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد