Bir kez daha ipek, dişinin sorunlarına bir çözüm getirecek. | Open Subtitles | ومرّة أخرى يزوّدها الحرير بحلّ لمشكلتها. |
Hükümet kökten bir çözüm sundu kaplanlara yol vermek adına, köylülere taşınmaları için para verdi. | Open Subtitles | أتت الحكومة بحلّ جذريّ يعوَّض القرويّون ماديًا مقابل إخلاء منازلهم ليفسحوا المجال للببور |
Bunu herkesin ilgisini çekerek, yetişkinler gibi çözeceğiz. | Open Subtitles | ... لذلك سنقوم بحلّ هذا الأمر مثل البالغين . و لنحل الأمر بحيث يكون الجميع رابحون |
Bu işi hemen çözeceğiz. | Open Subtitles | سنقوم بحلّ هذا الأمر خلال دقيقة. |
Bulmaca çözmeye kesin olarak bildiğimiz yerden başlarız. | Open Subtitles | نبدأ بحلّ أيّة أحجية بما نعرف أنّه حقيقة |
İşimin gün boyu bana bulmaca çözmeyi, gerektireceğini düşünmüştüm ama böyle olmadı. | Open Subtitles | تمنيتُ لو أنّ عملي يسمح لي بحلّ الأحاجي طوال اليوم لكن... لم تنجح الأمور هكذا |
Yoksa artık cinayetleri çözmek ilgini çekmiyor mu? | Open Subtitles | أم أنّكَ لم تعد مهتمّاً بحلّ جرائم القتل؟ |
Bir açıdan Jeff'in fikrini beğenmekle beraber daha basit bir çözüm bulmamız gerektiğine inanıyorum. | Open Subtitles | (أنا معجب بـ(جيف و تفكيره خارج الصندوق أفكر بحلّ... أسهل |
Cosima bir çözüm buldu. | Open Subtitles | لذا، (كوسيما) فكرت بحلّ |
O zaman bunu onların yardımı olmadan çözeceğiz. | Open Subtitles | إذن سنقوم بحلّ هذا من دون مُساعدتهم. |
Bu işi çözeceğiz. | Open Subtitles | سنقوم بحلّ هذه المشكلة |
Yani siz balayına devam ederken bize de burada Arjantin cinayetini çözeceğiz. Umutla. | Open Subtitles | {\pos(192,210)} إذاً أنتما تذهبان إلى شهر عسل وينتهي بنا المطاف بحلّ جريمة قتل أرجنتينية؟ |
Bak, bu şeyi çözmeye nereden başlayacağımı bile bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف حتى كيف أبدأ بحلّ شفرة هذا اللوح، حسناً؟ حقاً. يا للأسف! |
Ama aramızdakileri çözmeye gönüllüyüm. Sen de gönüllüysen. | Open Subtitles | لكنّي أرغب بحلّ تعقيدها إذا ابتغيتَ |
Sanırım, cevap, tanımlamış olduğum üst düzeyde uzmanlaşmış bileşenlere ilaveten, beynimizde,karşımıza çıkan her türlü problemi çözmeye çalışan son derece genel amaçlı bir mekanizma olması yönünde. | TED | أظنّ أنّه إضافة لكل تلك المكونات المخصصة التي تحدثت عنها، لدينا أيضا "آلات" شاملة الاختصاص في رؤوسنا تسمح لنا بحلّ أي صعوبة قد تواجهنا. |
Katilin kim olduğunu çözmeyi yeğlerim. | Open Subtitles | سأرضى بحلّ جريمة القتل. |
Sanırım sorunları çözmeyi seviyorum. | Open Subtitles | أخمّنأنّي... أستمتع بحلّ الألغاز. |
Ayrıca sorunu çözmek için uzmanlar ya da asker mecburi tutulamaz. | Open Subtitles | و أيضًا، لا يُمكن إلزام الخُبراء والجيش بحلّ هذه المُشكلة، |