ويكيبيديا

    "بحوزتي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bende
        
    • elimde
        
    • yanımda
        
    • aldım
        
    • sahip
        
    • Elimdeki
        
    • yakaladım
        
    • bendeydi
        
    • yakalamıştım
        
    • vardı
        
    O senin değil! Benim bile değil! Artık bende değil. Open Subtitles إنه ليس مِلككَ، إنه حتى ليس ملكي، فلم يعد بحوزتي
    Bu tarafa dön ve bana ait olan bir şeyi sana verip vermediğime bakalım, bende olan herhangi bir şey, bir poker parası. TED التفت إلى هناك سأعطيك شيئًا بحوزتي إنّها فيشة بوكر
    Pekala, yanlış düşünmüşsün. Bombalar artık bende. Tahmin edebildin mi, Deak? Open Subtitles كنت مخطأً، القنبلتان بحوزتي احزر ماذا سأفعل؟
    elimde sadece bir kişiye ait bir telefon numarası vardı. TED وكان بحوزتي رقم هاتف واحد فى الواقع لشخص واحد
    Meksikan lokantasına gitmiştik ve sonra hesap geldi benim yanımda para vardı, onun ise sadece kredi kartı sonra bana "sen bana parayı ver ben karttan öderim" demişti. Open Subtitles أردنا الذهاب لتناول الطعام في مكان مكسيكي ثم جاءت الفاتورة كان بحوزتي المال نقدا وكان هو معه بطاقة الإئتمان فقط
    Oğlum, size altın alyanslar aldım. Birini geline ver. Open Subtitles يا بني، بحوزتي هذه الخواتم الذهبية أعط واحداً لعروسك
    Malın bende orospu çocuğu. Open Subtitles إنه الوغد الذي قتل فتى الغانجا حاجتك بحوزتي أيها الوغد
    Bedeli, 250,000$ ve bende para yok. Open Subtitles سوف تتكلّف 250 ألف دولاراً وهذا المبلغ ليس بحوزتي
    bende numarası bile yok. Ben sadece ayak işlerine bakarım. Open Subtitles ليس بحوزتي رقمه حتى، يا رجل أنا مجرّد ممثّل
    Elmaslar bende değil. Size söylemeye çalışıyorum. Open Subtitles الماسات ليست بحوزتي أنا أحاول إخباركَ بهذا
    bende olsa Hong Kong'taki müşterim memnuniyetle ödeme yapardı. Open Subtitles التي كان زبوني في هونغ كونغ ليَدْفعَ بسرور لِـقائها لو كانت بحوزتي في الواقع
    - Kolyeyi alman lazım. - aldım. bende. Open Subtitles عليكي احضار القلادة لقد فعلت انها بحوزتي
    Ama pantolonun bende, eğer onu istiyorsan, gel benimle. Open Subtitles ولكن بحوزتي بنطالك، لذا إن أردته، تعال معي
    Ve elimde bir şey olduğundan kesin emin olmadan da söylemeyeceğim. Open Subtitles ولن أفعل حتي أتأكّد تماماً أنّ بحوزتي شيء ما
    Ölmüştü değil mi? elimde de bir bıçak vardı. Open Subtitles كانت ميتة أليس كذلك ، وكان بحوزتي سكينًا
    Keşke elimde bunu kalıcı hale getirecek kadar olsaydı. Open Subtitles تمنّيت فقط لو كان بحوزتي المزيد لأجل حالتك دائمة
    yanımda küçük bir de kız var, yani izimi kaybettirmeye çalışırdım. Open Subtitles -حسنٌ . -ستكون الفتاة الصغيرة بحوزتي ، سأختبئ، للحصول على احتمالاتيّ.
    Eğer bilgisayarım yanımda olsaydı size gizli klasörümde size gigabayt dolusu kanıt gösterirdim. Open Subtitles لو كان بحوزتي اللاب توب الآن كنت سأريكم مجلّد مخفي تماماً به العديد من الغيغابايت كدليل
    Varlığı sadece üç biri. Ve ben bu gece burada ona sahip. Open Subtitles واحدة من أصل ثلاثة و هي بحوزتي هنا الليلة
    Ama Elimdeki kanıtlara ne olur bu konuda söz veremem. Open Subtitles حسناً, لكني لا أعدك عما سيحدث لمبرد الأدلة الذي بحوزتي
    Bir tane yakaladım. Open Subtitles بحوزتي نصف قندس.
    Çılgınca tarafı ise, bunca zamandır bendeydi fakat ne olduğunun farkında değildim. Open Subtitles الأمر الأكثر جنوناً، أنها كانت بحوزتي دون أن أدرك هذا.
    Onları yakalamıştım. Hepsini bulmuştum. Bölüm durumu anladı. Open Subtitles كانوا بحوزتي، كانوا بحوزتي جميعاً "الشعبة"، اكتشفت الأمر

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد