Bak, seninle bu konuda şimdilik konuşmayı düşünmüyordum, ama bana ihtiyacınız olabilir. | Open Subtitles | أنظر , لن أتناقش معك بخصوص هذا الآن .. ولكنك بحاجة لمساعدتى |
Evet, bu konuda. Ben... Ben aslında söylediklerime geri gidiyorum. | Open Subtitles | أجل ، بخصوص هذا ، سأعود إلى ما قلته سابقاً |
İnsanlar bu konuda mantık dışı ve hatta bazen düşmanca olurlar. | Open Subtitles | الناس لديهم تصور غير منطقي بخصوص هذا الموضوع . معادي جداً |
- Bu hesap. - Bunun için özür dilerim. | Open Subtitles | ــ إنها الفاتورة ، للحساب ــ آسف بخصوص هذا |
Çünkü er ya da geç Bununla ilgili kararlar karşımıza çıkacak... ...ve Bunun hakkında düşünmek, bunu neden asla... ...yapmamamız gerektiği gibi düşünceleri içerecek de olsa daha iyi olacaktır. | TED | لأن عاجلا أو آجلا سنواجه قرارات بخصوص هذا, و إنه من الأفضل أن نفكر فيه بإمعان, حتى إذا أردنا أن نفكر بإمعان في أسباب تجعلنا لا يجب علينا فعل هذا. |
Terapistim Bundan hiç memnun olmayacak ama ne diyebilirim? Sana karşı zaafım var. | Open Subtitles | معالجى لن يصبح سعيد بخصوص هذا,ولكن ماذا أقول؟ |
Dediğinizi anlıyorum ama O konuda bir şey duymadım. | Open Subtitles | أنا أتفهم ما تحاول قوله لي، ولكنني لم اسمع أي شي بخصوص هذا الأمر |
Fransızların bu konuda Amerikalılardan bir şeyler öğrenmesinin zamanı gelmişti. | Open Subtitles | إنّها مسألة وقت ريثما يتعلّم الفرنسيّون من الأمريكيّون بخصوص هذا |
Fransızların bu konuda Amerikalılardan bir şeyler öğrenmesinin zamanı gelmişti. | Open Subtitles | إنّها مسألة وقت ريثما يتعلّم الفرنسيّون من الأمريكيّون بخصوص هذا |
Belli ki, kızım ve benim bu konuda farklı görüşlerimiz var. | Open Subtitles | من الواضح أن ابنتي وأنا لنا رأيان مختلفان بخصوص هذا الأمر |
bu konuda önceden beri düşünüyorum, çünkü düşünebildiğim tel şey bu. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر بخصوص هذا لأن هذا كل ما أفكر به |
Oliver kot pantolonuyla okula gittiği sabah, bu konuda bir şeyler yapabileceğimi fark ettim. | TED | في ذلك الصباح حينما غادر اوليفر للمدرسة يرتدي ذلك الجينز، أدركت أنه بإمكاني فعل شيء بخصوص هذا الأمر |
Ama bu konuda endişe etmeyi kes. Bu olay her şeyi daha da basitleştiriyor. | Open Subtitles | ولكن توقف عن القلق بخصوص هذا الموضوع كل شيئ بسيط |
Fakat biz bu insanlarla Bunun için anlaşmaya vardık. En azından destek verebiliriz. | Open Subtitles | لقد تحدثنا مع الهؤلاء الناس بخصوص هذا يمكننا دعمهم فحسب |
Bunun için yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | حسناً، لا شيء يمكنني عمله بخصوص هذا الأمر |
Üzgünüm. Bunun için seviniyor gibisin. | Open Subtitles | أسف , تقريباً انت تبدوا سعيداً بخصوص هذا |
Tamam, Bunun hakkında endişelenmeni istemiyorum. Ben hallederim. | Open Subtitles | حسنا, أننى لا أريدك القلق بخصوص هذا الشئ |
Bunun hakkında tartışacaklar, sevişecekler ve herşey yeniden düzelecekti. | Open Subtitles | تقاتلوا بخصوص هذا و مارسوا الجنس و كل شيء سيصبح على ما يرام ثانية |
Bundan emin olduğumuz için olmalı, öyle değil mi? | Open Subtitles | هذا لأننا متأكدين بخصوص هذا الموضوع , اليس كذلك؟ |
Babamı öldürdü, O konuda yalan söyledi. | Open Subtitles | إنه متهم بقتل والدي،وبالكذب عليّ بخصوص هذا الأمر |
bu konuyu babanla görüşeceğiz. | Open Subtitles | انا واباك لن نصمت على ما حدث بخصوص هذا الامر |
Bununla ilgili bir problemin varsa, hepimiz şu anda evlerimize gidebiliriz. | Open Subtitles | لو لديك مشاكل بخصوص هذا, يمكننا أن نعود الى منازلنا الآن. |
Başbakanla Bu konu hakkında biraz önce yaptığımız... oldukça önemli ve açıklayıcı bir toplantıdan geliyoruz. | Open Subtitles | اننا قادمين للتو من جلسه قصيره جدآ و قاسيه مع رئيس الوزراء بخصوص هذا الشأن |
Bunda anlamadığın bir şey var mı? | Open Subtitles | أثمة شيء لا تفهمه بخصوص هذا الأمر؟ |
Hunter bana bunları sunuyor. | Open Subtitles | لست متاكدة بخصوص هذا . اعلم ان هذا امر صعب قليلا بسبب دانيال |
Bununla alakalı bir şey bilmiyorum, Komiser. | Open Subtitles | لا أعرف شيء بخصوص هذا أيها القائد |