Bir arkadaşına zor bir seçim yapmış bir kişi havalı görünmemeliydi. | Open Subtitles | شخص قام بخيار صعب مع صديقه.. لا يجب أن يبدوا رائعاً |
Bir seçim yaptığında, bir karar verdiğinde yeni bir ihtimal açılıyor. | Open Subtitles | كلما قمنا بخيار أو اتخدنا قراراً، تتفرع من ذلك إمكانية جديدة. |
İyi bir seçim yapabilmek için minder kalınlıkları hava akış yolları ve ışık dağılımıyla ilgili yeterli bilgim yok. | Open Subtitles | أنا حقا لست معتادا كفاية على كثافة الوسائد و نمط إنسياب الهواء و تباين الضوء للقيام بخيار مدروس |
- Balon dansı bir hayat seçimi değildir karılarla bir Salı gecesidir! | Open Subtitles | غرفة رقص الحفلات ليس بخيار حياة انه من اجل مساء الثلاثاء وهو في رحلة بحرية |
Sana silahını bırak diyeceğim ama görünüşe göre çok fazla bir seçeneğin yok. | Open Subtitles | كنت سأخبرك ان تسقط سلاحك ، لكن أرى ان ذلك ليس بخيار حقاً |
Eğer sen en baştan değişik seçimler yapmış olsaydın hiç birimiz yırtılmazdık. | Open Subtitles | إذا قمت بخيار آخر من البداية لا أحد منا سيتمزق الآن |
Üzerimde çok baskı hissettiğimi ve acele bir karar verdiğimi söylerim. | Open Subtitles | سوف أقول لها أن الضغط كان كبير ولقد قمت بخيار طائش. |
Bombalar düştüğünde, ve kader bana bir seçim sunduğunda, gemiye geri dönebilir, | Open Subtitles | عندمابدأتالقنابلبالسقوط,والقدر.. أختارنى بخيار أنه قد كان بإمكانى العودة للسفينة |
Seni görmek aklımı başıma getirdi ve Jack'e bir seçim yapmasını söyledim. | Open Subtitles | رؤيتك جعلتني أدرك ما اقترفت لذا طلبت منه أن يقوم بخيار |
Hayatta farklı bir seçim yapmayı ne kadar çok dilediklerini söylüyorlar. | Open Subtitles | يخبرونني كيف يتمنون لو أنّهم قاموا بخيار آخر في الحياة. |
Bir gece, bir adam çıkageldi ve bana berbat bir seçim yapmak zorunda olduğumu söyledi. | Open Subtitles | وذات ليلة، طرق بابي رجل وأفضى إليّ بخيار شنيع |
Üçünüzü kaybetmekle onunuzu kaybetmek arasinda bir seçimse bu ortada seçim diye bir sey yoktur. | Open Subtitles | الآن، إذا كان الإختيار ما بين خسارة 3 أو 10 منا فهذا ليس بخيار على الإطلاق |
Zor bir seçim yaptığın yok, kendini kurtarma derdindesin. | Open Subtitles | أنت لا تقومين بخيار صعب. أنت تنقذين نفسك فحسب. |
Peter, eve geri dönmeyi seçmek senin için kolay bir seçim değildi, biliyorum. | Open Subtitles | (بيتر) أعلم أنّه لم يكن سهلاً عليك أن تقوم بخيار العودة إلى هنا. |
Döngüler önce, James Cole bir seçim yaptı. | Open Subtitles | قبل سنوات، جايمس كول قام بخيار |
Öyle özgür bir hayat sürdükten sonra böyle bir seçim yapmak zorunda olmak... | Open Subtitles | الالتزام بخيار كهذا بعدما عشنا أحرارًا... |
Eh, böyle bir seçimi yaşamak, bunca şeyi yaşamadan önce, özgürdük | Open Subtitles | الالتزام بخيار كهذا بعدما عشنا أحرارًا... |
Hepimizin fiziksel, mental ve duygusal kısıtlamaları var bu da dahil olduğumuz her bir seçimi işlemeyi imkansız hale getiriyor, manavda bile tüm yaşamımız boyunca bizi yalnız bırakır bu durum. | TED | نراهم يشعرون بقيود فيزيائية ونفسية وعاطفية بسبب ذلك الزخم من الخيارات مما يجعل علينا من المستحيل ان نعقد العزم على اختيار احد تلك الاختيارات حتى لو كان الامر متعلقا بخيار سنختاره في متجر الخضراوات فما بالكم بخيار يتعلق بشكل مباشر بحياتنا ! |
Böyle bir seçeneğin yok. | Open Subtitles | . هذا ليس بخيار بعد |
Böyle bir seçeneğin yok. | Open Subtitles | ولكن هذا ليس بخيار - |
Yalnız, şaşırmış jet sosyete kaybettiği ailesini unutmaya çalışarak felaket romantik seçimler yapar. | Open Subtitles | وحيدة , مشوشة , رحالة قامت بخيار رومنسي كارثي محاولةً تعويض فقدان والديها بحب هذا الفلسطيني |