O gün hastanede bir şeyler hissetmeye başladım. Bilmiyorum. Belki hep vardı. | Open Subtitles | بدأت أحس بشيء ربما كان قد نشأ منذ فترة |
Yeniden kendimi normal hissetmeye başladım. | Open Subtitles | أقصد ، أننى بدأت أحس بطبيعتى مرة آخرى |
Bak, eğer harbiden buradaysa... Tanrım, gerçekten salak gibi hissetmeye başladım. | Open Subtitles | ربي , بدأت أحس أنني أحمق حقيقي هنا |
Gerçekten bir maziniz varmış gibi hissetmeye başlıyorum. Bu güzel. | Open Subtitles | لقد بدأت أحس يا رفاق أن لكم تاريخ انه جيد |
Gerçi dürüst olmak gerekirse cinsel ve diğer türden bir çekim hissetmeye başlıyorum. | Open Subtitles | لكن، ﻷكون صريحا بدأت أحس ببعض التوتر جنسي و ما إلى ذلك |
İşte şimdi iyi hissetmeye başladım. | Open Subtitles | حسن، الآن بدأت أحس بأنني أفضل |
Burada hapishanede gibi hissetmeye başladım. | Open Subtitles | بدأت أحس أنّني مسجون هنا. |
Ve o zaman şöyle hissetmeye başladım: Tibet'in mumla aydınlatılmış tapınakları etrafında yürüyecek veya etrafınızda müzik varken Havana'nın sahillerinde gezinecek kadar şanslıysanız, o sesleri, o masmavi gökyüzünü ve mavi okyanusun parıldamasını memleketinizdeki arkadaşlarınıza getirebilir, kendi hayatınıza birazcık sihir ve açıklık da katabilirsiniz. | TED | وفعلا بدأت أحس أنك إن كنت محظوظا بما يكفي بأن تتجول حول معابد التيبت المضاءة بالشموع، أو تتأمل في الواجهات المائية في هافانا مع موسيقى تحيط بك من كل مكان، فإنه بإمكانك أن تجلب تلك الأصوات وتلك السماوات الفضية العالية وبريق المحيط الأزرق إلى أصدقائك حين تعود للديار، ويمكنك فعلا أن تدخل بعض السحر والوضوح إلى حياتك. |
Tekrardan bir şeyler hissetmeye başlıyorum. | Open Subtitles | بدأت أحس مرة أخرى |
Parmaklarımı tekrar hissetmeye başlıyorum. | Open Subtitles | لقد بدأت أحس بأصابعي قليلًا |
O hissi hissetmeye başlıyorum, Charlie. | Open Subtitles | أنا بدأت أحس بذلك الشعور, (تشارلي) |