Ama sonraki birkaç hafta içinde bazı şeyleri fark etmeye başladım. | Open Subtitles | ولكن خلال الأسبوعين التاليين بدأت ألاحظ أمور غريبة |
Fakat düşünmeye fırsat bulduğumda, şükretmem gereken birçok şeyin olduğunu fark etmeye başladım. | TED | ولكن وبعد أن توافر لي الوقت لأفكر بدأت ألاحظ أن لدي الكثير لأكون شاكراً عليه . |
11 Eylül'den sonra değişimi fark etmeye başladım. | Open Subtitles | بدأت ألاحظ تغييراً بعد أحداث 11 أيلول |
Önceleri pek de fark yoktu ama sonra, bazı ufak değişiklikler görmeye başladım. | Open Subtitles | في البداية، لم تبدي أي اختلاف على الاطلاق لكن بعدها بدأت ألاحظ بضعة تغيرات طفيفة |
Daha sonra evin başka yerlerine de gazete istiflediğini görmeye başladım. | Open Subtitles | و بدأت ألاحظ بأنها بدأت تُجمع الجرائد في مكان ما في الطابق السفلي |
Birkaç gün sonra bazı şeyler fark etmeye başladım. | Open Subtitles | بعد ذلك بيومين , بدأت ألاحظ أشياءاً |
Mesela, içinde yetiştiğim İngilizce edebiyatın birçoğuna baktığım zaman, dünyanın sunduğu zenginliklere kıyasla ne kadar sınırlı olduğunu görmeye başladım. | TED | عندما نظرت إلى الكثير من الأعمال الأدبية باللغة الإنجليزية التي نشأت معها، على سبيل المثال، بدأت ألاحظ مدى ضيق أفاق بعضها، مقارنة بالوفرة التي يقدّمها العالم. |
Ve buna bağlı olarak filmde 42 sayısının belirdiğini görmeye başladım. | Open Subtitles | ومن هذا المنطلق بدأت ألاحظ الرقم (42) يظهر في الفيلم |