Eğlenceli ve doğal olmaya başladı. | TED | بدأت تصبح أمراً ممتعاً وطبيعة مكتسبة. |
Yalnız bazı kehanetler gerçek olmaya başladı. | Open Subtitles | إلاّ إذا بعض النبوءات بدأت تصبح حقيقة |
Ama yakında olacağı kişi olmaya başladı. | Open Subtitles | لكنها بدأت تصبح الشخص الذي ستكون عليه |
Vuruşları gittikçe güçlenmeye başlıyor. | Open Subtitles | حركة تلو الأخرى,إن قوة ضرباته بدأت تصبح أقوى |
Tamam, acıyı ve eziyeti sevmiyorum ve gittikçe daha da kötüleşiyor. | Open Subtitles | حسناً , أنا لاأحب الألم والنوبات --التى بدأت تصبح أسوأ |
Cha Chi Soo gerçekten acınacak biri olmaya başladın. | Open Subtitles | تشا تشي سو انك حقاً بدأت تصبح مثيراً للشفقة |
Biliyor musun? O kadar da belli değil. Şimdi de çok kararsız olmaya başladın. | Open Subtitles | انه ليس واضح , انت بدأت تصبح غامض |
Sonrasındaki bölümler kardeşlere yönelik olmaya başladı. | Open Subtitles | الحلقات بدأت تصبح أكثر وأكثر عن الأخوين |
Bence sorun olmaya başladı. | Open Subtitles | أظنها بدأت تصبح مشكلة |
O zamanlarda çok pozitif olmaya başladı. | Open Subtitles | حينما بدأت تصبح إيجابية جداً |
Nina, daha agresif olmaya başladı. | Open Subtitles | [آل] نينا) بدأت تصبح أكثر عدائية). |
Kendimi suçlu hissediyordum. Mektupları, gittikçe daha kızgın ve acılı bir hal alıyordu. | Open Subtitles | رسائله بدأت تصبح أكثر غضباً ومرارة |
gittikçe salaklaşıyor musun sen? | Open Subtitles | هل بدأت تصبح غبياً ؟ |
gittikçe kötüleşiyorlar, değil mi? | Open Subtitles | بدأت تصبح أسوء، أليس كذلك؟ |
- İşte. - İyice bizden biri olmaya başladın evlat. | Open Subtitles | ها أنت, أنت بدأت تصبح واحد منا يا فتى |