Düşünüyorum da Hwang Tae Kyung o anda sanki birisini arıyor gibiydi. | Open Subtitles | تفكر طوال الوقت.. هوانج تاي كيونج بدا أنه يبحث عن شخص ما |
Daha ılımlı bir pozisyona geçme hamlesi gibiydi ilk bakışta. | TED | لقد بدا أنه خطوة تجاه وضع وسط، في ظاهره. |
Rahatsız edilmek istemiyor gibiydi. Kendimi kaybettim. Tost makinesiyle vurdum. | Open Subtitles | بدا أنه لا يهتم بشأني، فقدت اعصابي ضربته بمحمصة |
Yolda bir Kızılderili kampı geçtik, saldırıya uğramışa benziyordu. | Open Subtitles | لقد مررنا بمعسكر هندى فى طريقنا بدا أنه قد هوجم |
O da bir kaç iyi vuruş yapmışa benziyordu. | Open Subtitles | بدا أنه قد أحرز بعض الضربات الجيدة أيضا ً |
Diğer ikiz, Callum, doktorun söylediklerine göre, sağlıklı görünüyordu, ve bu ikizler tek yumurta ikiziydi genetik açıdan birebir. | TED | لكن التوأم الأخ، كالوم، بدا أنه معافى، بقدر ما أمكن الطبيب أن يقول وهذان التوأمان كانا متماثلين، متطابقين وراثيًا |
Gelmek istedi. Son saniye kararı gibiydi. | Open Subtitles | يريد المجيء بدا أنه قرر في أخر لحظة , قال |
Yasl tavsiye veren birine göre oldukça kişisel bir hediye gibiydi yani ona yardım etmiyorsa bile belki bilgisi olabilir. | Open Subtitles | بدا أنه هدية شخصية للغاية لتصل من مستشار قضائي، لذا حتى لو لم يكن يساعدها، ربما لديه بعض المعرفة |
Seni tanıyor gibiydi. En çok sana baktı. | Open Subtitles | بدا أنه يعرفك لقد تطلع إليك بعنف. |
Turk'le tanıştığımda, en iyi arkadaşına benden daha fazla aşıkmış gibiydi. | Open Subtitles | بدا أنه يحب صديقه المفضل أكثر مني |
Kadının anlattıklarını anlıyormuş gibiydi. | TED | بدا أنه يتابع الحوار. |
-Yaratık tadını çıkarıyor gibiydi. | Open Subtitles | بدا أنه يستمتع بالأمر |
Son birkaç aydır da kızım Teri'den hoşlanıyor gibiydi. | Open Subtitles | في الشهرين الماضيين، بدا أنه وضع عينه على إبنتي (تيري). |
Ama onu tanıyor gibiydi. | Open Subtitles | لكن بدا أنه يعرفها |
Rosie'yi umursuyor gibiydi. | Open Subtitles | (كل ما بدا أنه يهتم به هو (روزي |
Son anda işi çıkmış gibiydi. | Open Subtitles | - بدا أنه طرأ شيء عليها فجأة |
- Hayır, hiç sanmıyorum. Gayet sıradan birisine benziyordu. | Open Subtitles | لا, أشك بذلك بدا أنه عادي |
Herneyse, beğenmişe benziyordu. | Open Subtitles | بأية حال, لقد بدا أنه أحبهم |
Haklı. Yılana benziyordu. | Open Subtitles | انّه محق بدا أنه جحر ثعبان. |
Çok az zaman vardı ve başka bir yolu yok görünüyordu. | Open Subtitles | كان هناك وقت ضئيل جدا,و,حسنا بدا أنه ليس هناك طرية أخرى |
Bir şeyi yok gibi görünüyordu. Ama geçen hafta TV seyrederken... | Open Subtitles | بدا أنه بخير لكن الأسبوع الماضي كنا نشاهد التلفاز |