Bu yüzden yıkıldım ve orada onunla oturdum çünkü uzun zamandır ilk defa, iyi görünüyordu. | TED | لذلك سقطت وجلست معه هناك لأنه وللمرة الأولى منذ فترة طويلة بدا بخير نوعًا ما. |
İyi görünüyordu. Ama müşterileri koklamam. | Open Subtitles | لقد بدا بخير انني لااقترب بمافيه الكفايه لاعرف كيف يبدوا الناس |
Ayrıldığında gayet iyi görünüyordu, değil mi? | Open Subtitles | حسناً ، لقد بدا بخير عندما غادر ، أليس كذلك؟ |
Çok iyi görünüyordu ve bunu biliyordu. | Open Subtitles | بدا بخير وعلم انه بخير هو استطاع النظر في المرأة |
Test edebilme şansınız yoktu ama iyi görünüyordu. | Open Subtitles | ،لم يكن هناك طريقة لفحصه ،لكنّه بدا بخير |
Eğer içinizi rahatlatacaksa iyi görünüyordu. | Open Subtitles | -انظر، لو كان في ذلك أي تعزية فقد بدا بخير -شكرا ً |
Yani, iyi görünüyordu, ama onu orada bırakmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | أعني، بدا بخير لكن كان لا بد أن أتركه |
Burdan giderken oldukça iyi görünüyordu. | Open Subtitles | بدا بخير عند رحيله تلك الليلة |
Ama ben çıkarken daha iyi görünüyordu. | Open Subtitles | ولكنه بدا بخير وأنا أغادر |
İşten eve döndüğümde Matt iyi görünüyordu. | Open Subtitles | لكن ( مات ) بدا بخير عندما وصلت للبيت من العمل |
İyi görünüyordu. | Open Subtitles | لقد بدا بخير |
Ayrıldığımızda iyi görünüyordu. | Open Subtitles | ) بدا بخير عندما غادرنا |
İyi görünüyordu. | Open Subtitles | بدا بخير |
İyi görünüyordu. | Open Subtitles | لقد بدا بخير |
Sadece iyi görünüyordu. | Open Subtitles | فقط بدا بخير. |
İyi görünüyordu. | Open Subtitles | بدا بخير لي |