Sonsuzluğun kapılarına ulaştığı zaman içeri girmesine izin vermeni isteriz. | Open Subtitles | ونتضرع إليك عندما يصل لأبواب الخلود، أن تسمح بدخوله |
Kadınların havuza girmesine izin verilmesindense kaptılması yeğlenen... şehir kulübüne ait boş bir havuzdasın. | Open Subtitles | المسبح الفارغ لنادي المدينة والذي فضل إقفال أبوابه عن السماح للنساء بدخوله |
Biz yanlışlıkla, tamamen istemeyerek, yabancı bir maddenin K'Tau güneşine girmesine neden olduk. | Open Subtitles | فعلنا بشكل غير مقصود حادث عرضى. بتسبب عنصر غير معروف "بدخوله إلى شمس مجرة" الكتاو |
Ne onun ne de kızının bu eve girmesine izin vermiyorum. | Open Subtitles | لن أسمح بدخوله أو إبنته لهذا المنزل |
Devam edin. "... Frank'in girmesine izin verilmemesi şartıyla. " | Open Subtitles | "بشرط وحيد, هو ان لا يسمح لـ(فرانك) بدخوله" |
Ülkeye girmesine asla izin vermezler. | Open Subtitles | لن يسمحوا بدخوله البلاد إطلاقاً. -مفهوم . |