ويكيبيديا

    "بدليل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kanıt
        
    • kanıtla
        
    • delil
        
    • kanıtlar
        
    • kanıtlarla
        
    • kanıtı
        
    • rehberi
        
    • rehberini
        
    • rehberinde
        
    • delillerle
        
    • delillerine
        
    • rehber
        
    • kanıtını
        
    Ta ki birisi kuvvetli bir kanıt bulana dek, biz de bunun bir tesadüf olduğunu varsayacağız. Open Subtitles حتى يأتي أحد بدليل مادي سنعتبر أن الأمر مصادفة
    Sessizliğin kanıt olmadığını biliyorum, ama tek verebildiği o. Open Subtitles الصمت ليس بدليل ولكن ليس لديه غيره ليقدمه
    Herhangi bir kanıtla onu tutuklayacaktın, anladın mı? Open Subtitles يجب عليك أن تتأكدي بأنك قبضتي عليه بدليل, حسناً؟
    Dediklerine göre davayı tekrar açabilmek için yeterli delil olarak kabul edilmezmiş. Open Subtitles وقالو أنها ليســت بدليل كافي , لأعادة فتح القضية
    Fikir basitti: bir haberin bir parçasını alıp fotoğraf, video ve diğer güçlü kanıtlar gibi doğrulanabilir kanıtlarla denetlemek. TED كانت فكرته بسيطة: نأخذ الخبر ثم نتحقق من صحته بدليل يمكن التحقق منه مثل صور ومقاطع فيديو وأدلة أخرى قوية.
    kanıt olsun ya da olmasın, onu yüzme takımından attırmayacaksın. Open Subtitles بدليل أو دون دليل لن تحرميه من فريق السباحة
    Hadi ama bunu dinleyecek değilsiniz ya, kanıt sayılmaz bu. Open Subtitles بحقك، أنت لن تنصت إلى هذا، إنّه ليس بدليل.
    İsteyeceğim bana kanıt getirdikten beş dakika sonra. Open Subtitles ..سأطلب إنعقاده بعد خمس دقائق من إتيانكما لي بدليل
    Eğer biri ısırıldıysa mahkumiyet için sağlam kanıt talep eder miydiniz? Open Subtitles ,اذا اتهم شخص ما بالعض هل ستقومين بالمطالبه بدليل قوي للادانه ؟
    Eğer senden intikam alacağına dair geçerli bir kanıt getirirsen, Open Subtitles إن أتيت بدليل حقيقي أنه ينوي العزم على محاربتك
    Sen de onun sesini sahteledin ve ben sahte kanıtla aklandım. Open Subtitles لذلك قمت بتزوير صوته و تمت تبرئتي بدليل مفبرك
    Her jüri yalnızca kendi davalısı ile ilgili olan kanıtla ilgilenmeli. Open Subtitles على كلّ هيئة تهتمّ بدليل يتعلّق بمتّهمينهم.
    Seni hayatın boyunca hapiste tutacak tek delil bende. Open Subtitles الا أني أحتفظ بدليل سيبقيك في السجن لبقية حياتك
    Yapmayın. Bunu mu dinleyeceksiniz? delil değil ki bu? Open Subtitles بحقك، أنت لن تنصت إلى هذا، إنّه ليس بدليل.
    Beni böyle bir mala zarar verme olayıyla suçlayacaksan elinde ciddi kanıtlar olsa iyi olur. Open Subtitles يجدر بك أنْ تأتي لي بدليل مادي إذا كنت ستتهمني بتخريب شيء كهذا
    Metro Polisi somut kanıtlarla bize geldi. Open Subtitles شرطة العاصمة أتت إلينا بدليل قوي.
    kanıt istediniz ve Chase Carter hayatını riske atarak o kanıtı size sundu. Open Subtitles (انتَ طالبت بدليل و (تشيس كارتر خاطر بحياته كي يجلب لك هذا الدليل
    Bitkilere ilgin varsa Goshawk'ın Bitkibilim rehberi işine yarar. Open Subtitles أتعرف أنه من المفضل الإهتمام بدليل الأشباح فى الأعشاب
    Bunu neden daha önce düşünemedik. TV rehberini aramamız yeterli. Open Subtitles أجهل لمَ لم نفكر في هذا من قبل، كان بإمكاننا الإتصال بدليل التلفاز
    Demek istediğim, çoğunun adresi telefon rehberinde yazıyor. Open Subtitles أقصد ، أن معظمهم أساميهم و بياناتهم ! موجودة بدليل الهاتف بكل علانية
    Ama kesin delillerle yüzleşince, belki ikna edilebilir. Open Subtitles لكن مواجهته بدليل دامغ تستطيع إقناعه
    Özür dilerim ama eğer etrafta suç delillerine el koyacaksanız, güvenlikli sunucu odasındaki, havalandırma makinesine koymalısınız, tamam? Open Subtitles اسف ، ولكن ان كنت ستحتفظ بدليل على جريمة يجب عليك وضعها في فتحتة جهاز التهوية في غرفة الخادم المؤمنة، صح؟
    Bizi Delhi'ye götürecek bir rehber verebilir misiniz? Open Subtitles "هَل بالإمكان أَنْ تُزوّدنا بدليل لِأخْذِنا إلى "دلهي
    Ama DNA kanıtını ilk kez kabul etmemek de öyle. Open Subtitles لكنّ، وكذلك الإعتراف بدليل الحمض النووي بالمرّة الأولى

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد