Demek istediğim, Bana söylemeden bir bebekle onları düşünemiyorum bile. | Open Subtitles | ما أعنيه، أني لا أتخيل أنّ واحدة منهن ستنجب طفلا بدون إخباري |
Bana söylemeden tek adım bile atarsan kafanı patlatırım. Anladın mı? | Open Subtitles | إذا خطوت خطوة واحدة بدون إخباري فسأفجرك لأشلاء، مفهوم؟ |
Bunu bana sormadan nasıl yapabildin? | Open Subtitles | كيف استطعت فعل ذلك بدون إخباري ؟ |
Benim hastamı bana sormadan taburcu edemezsiniz. | Open Subtitles | لم يكن عليكم أن تخرجو مريضي بدون إخباري |
- Al bunu. Yanlış hatırlamıyorsam size bana haber vermeden şehre inmemenizi söylemiştim. | Open Subtitles | إعتقد أنّي أخبرتكم ألا تذهبوا للبلدة بدون إخباري |
Bana haber vermeden daireme girmene çok şaşırdım doğrusu. | Open Subtitles | أوه! أنا متفاجئ جداً أنك أقتحمت شقتي بدون إخباري |
Bana söylemeden mi? | Open Subtitles | لقد طلبت منهم المجئ، بدون إخباري ؟ |
Bana söylemeden L.A.'ye çekip gittin. | Open Subtitles | تسافرين إلى لوس أنجلوس بدون إخباري |
- Bana söylemeden Kolombiya'ya gitmen gibi. | Open Subtitles | أجل، مثل سفرك إلى كولومبيا بدون إخباري |
Günlerdir nerede olduğunu Bana söylemeden mi? | Open Subtitles | بدون إخباري أين كنتِ في الأيام الماضية |
- Marshall'a yargıçlık teklifi gelmiş. bana sormadan işi kabul etmiş. | Open Subtitles | تم اختيار (مارشال) ليكون قاضياً ووافق على الوظيفة بدون إخباري |
Bana haber vermeden bir iş çevirmeye kalktığında ikimizin de başını belaya sokmuş olursun. | Open Subtitles | بدون إخباري fiirst... أنت يمكن أن تحصل علينا كلتا إلى المشكلة. |
Sonra, bana haber vermeden git ve nişanlan. | Open Subtitles | بعدها تتم خِطبتك بدون إخباري |