Bu gece saat 10'da eve geldin üstelik haber vermeden! | Open Subtitles | رَجعتَ للبيت الساعة 10 بالليل بدون سابق انذار ولا تليفون |
Haber vermeden gelmek istemezdim ama sana harika bir haberim var. | Open Subtitles | آسفة لمروري عليكم بدون سابق إنذار لكن لدي أجمل الأخبار ... |
Ama haber vermeden geldin. Bir şey olduğunu sanmam normal değil mi? | Open Subtitles | لكنكِ حضرتي بدون سابق أتصال و لا يجب أن أتسأل عن الخطأ ؟ |
8000 Lekesiz, 2000 ıkinci Oğul Karasu Körfezi'ne doğru açılıp hiç belli etmeden şehrin kapılarına dayanabilir. | Open Subtitles | ثمانية ألاف من الجنود الخارقة وألفين من المرتزقة يبحرون إلى خليج المياه الضحلة، ويضربون البوابات بدون سابق إنذار. |
8000 Lekesiz, 2000 Ikinci Ogul Karasu Körfezi'ne dogru açilip hiç belli etmeden sehrin kapilarina dayanabilir. | Open Subtitles | ثمانية ألاف من الجنود الخارقة وألفين من المرتزقة يبحرون إلى خليج المياه الضحلة، ويضربون البوابات بدون سابق إنذار. |
Ama şansım hiç uzun süre yaver gitmedi, hiçbir belirti olmamasına karşın büyük bir isyan tam ensemizdeydi. | Open Subtitles | و لكن لم يدم حظى طويلا بدون سابق انذار حدث التمرد الكبير علينا |
İnsanlar bazen hiçbir belirti olmamasına rağmen kalp krizinden ölebilirler. | Open Subtitles | يموت الناس أحيانا بنوبات قلبية بدون سابق انذار. |
Eskiden sen ve Eric okuldayken, hiç haber vermeden Mustique ya da Ibiza'ya giderdi hatırlıyor musun? | Open Subtitles | تذكرين كيف انها كانت تستخدم طائره بدون سابق انذار بينما انت و اريك في المدرسه ايلانور دائما تعلم |
Yunan işte, haber vermeden saldırıyor! | Open Subtitles | اليوناني يهاجمك بدون سابق انذار |
Bunca zamandan sonra, böyle haber vermeden gelemezsin. | Open Subtitles | انت عدت لتعرقل حياتى ... بعد كل هذا الوقت بدون سابق انذار ... |
Böyle apar topar geldiğim için. İnsanların haber vermeden evime gelmelerinden nefret ederim. | Open Subtitles | -لا احب ان تأتى الناس الى منزلى بدون سابق إعلامى. |
Dave, haber vermeden geldiğini söyledi. | Open Subtitles | ديف قال لي انك حظرت بدون سابق إنذار. |
Ve fırtınalar hiç bir uyarı vermeden patlayabilir. | Open Subtitles | و العواصف يمكن أن تهب بدون سابق إنذار... . |
Kocanız bana haber vermeden işi bıraktı. | Open Subtitles | زوجك، إستقال بدون سابق إنذار. |
Bugün de haber vermeden çıkageldin. Tüm bu zaman boyunca beni tartıyormuşsun gibi bir hisse kapıldım. | Open Subtitles | واليوم تظهر بدون سابق إنذار |
8000 Lekesiz, 2000 İkinci Oğul Karasu Körfezi'ne doğru açılıp hiç belli etmeden şehrin kapılarına dayanabilir. | Open Subtitles | ثمانية آلاف مخصي ألفا نغل يبحرون في المياه السوداء ويعصفون على البوابات بدون سابق إنذار؟ |