Tek başına koşmayı seviyor. baskı yok. Stres yok. | Open Subtitles | انها تحب الركض لوحدها بدون ضغط او إنفعال |
- Düşük maaş, baskı yok, etkileyecek kimse yok. | Open Subtitles | أيام عمل قليلة ، بدون ضغط و لن يكن هناك شخص يُجبِركِ |
Stres yok, baskı yok. | Open Subtitles | بدون ضغط ، أخبرنى الحقيقة فقط |
Hiç baskı yok gerçekten. | Open Subtitles | بدون ضغط. |
Baskı yapmak istemem, Jack. Ancak bir karar vermek durumundasın. | Open Subtitles | بدون ضغط * جاك * لكنك تحتاج أن تقرر |
Fakat baskı yok, değil mi? | Open Subtitles | لكن بدون ضغط , صحيح ؟ |
R. baskı yok aşkım. C | Open Subtitles | ريتشارد)*) بدون ضغط *(حبيبتُك (كلير |
Hayır, baskı yok. Başaracaksın. | Open Subtitles | -كلا، بدون ضغط ستنجح بهذه |
baskı yok. | Open Subtitles | بدون ضغط |
Silver, baskı yok. | Open Subtitles | . يا (سيلفر) بدون ضغط |
baskı yok. | Open Subtitles | بدون ضغط |
baskı yok tabii ki. | Open Subtitles | ولكن بدون ضغط |