Orta yaşlı bir adamı donsuz görmektense, güzel bir bayanı üstsüz görmeyi isterim. | Open Subtitles | أفضل أن أرى فتاة جميلة بدون قميص علوي على رجل في منتصف العمر بدون بنطال |
Ve ne zaman biriyle konuşsam, beni üstsüz hayal ediyorlarmış gibi hissediyorum. | Open Subtitles | و في كل مرة أتحدث مع شخص ما . أشعر أنهم يتخيلوني بدون قميص |
Sonuncusu da Subway tezgahında üstsüz şekilde tavuklu Çin salatası yerken bir fotoğrafın. | Open Subtitles | وفي الاخير صورة لك في منصه مترو الانفاق تأكل سلطه الدجاج الصينيه بدون قميص |
Bu yüzden, yarın sabah ilk iş o havuza geri gidip tramplenden, tişörtsüz ve kıllı olarak atlayacağım. | Open Subtitles | لذا اول شي غداً صباحاً سأرجع لذلك المسبح وسأقفز تلك الحافه بدون قميص |
Cebimde beş para olmadan sokaklarda Çıplak mı gezeyim yani? | Open Subtitles | هل تريديني ان اكون مفلس في الشارع و بدون قميص |
Onu her zaman gömleksiz, taze çimenleri biçerken hayal ettim. | Open Subtitles | لطــالمــا تصورته بدون قميص ، قـادم للتو من جزهّ للعشب |
Biliyor musunuz, buraya gelirken üstü Çıplak bir adam gördüm sokağın ortasında ata biniyordu. | Open Subtitles | تعلمين , وانا قادم لهنا وجدت هذا الشخص بدون قميص يمتطى حصان فى منتصف الطريق |
Rahip, yoklama listesi için üstsüz bir tane istemişti. | Open Subtitles | الكاهن قال إنه يريد صورة بدون قميص لبتداء الاسماء. |
Sonra, internete üstsüz bir fotoğrafımı koydum. | Open Subtitles | ومن ثم وضعت صورة لنفسي على الانترنت، بدون قميص وقلت |
Bunun adı annemin arabasını tamir ettikten sonra yukarıda onunla birazcık takılan üstsüz şişman adamların üstüne giyilir tulumu da değil. | Open Subtitles | ليس مكتوب عليه يرتديه بدون قميص رجال سمناء اعتادوا أن يأتوا لتصليح سيارة أمي ومن ثم يمضون بعض الوقت معها في الطابق العلوي |
Amerikalıların Cuma günü serbest kıyafet giydiğini duymuştum ama Çarşamba günü dinlenme odasında üstsüz dolaşmayı yeni görüyorum. | Open Subtitles | لقد سمعت عن الزي الغير رسمي في يوم الجمعة لكن غرفة الإستراحة بدون قميص في يوم الإربعاء جديدة بالنسبة لي إنه الجو حار جداً هنا |
Kardeşin kapıyı üstsüz halde açınca pizzayı bedavaya alabileceğimizi anladık. | Open Subtitles | -لقد اكتشفنا أن إذا أجبت أختكِ الباب بدون قميص |
Beni üstsüz gören tek kişilerdi. | Open Subtitles | هما الوحيدتان اللذان رآني بدون قميص |
Hatta üstsüz nasıl görüneceğine dair fikrini de duydum ki hiç alakası yok. | Open Subtitles | و... وحتى انني سمعت آرائك في ماتظنينه عنه وهو بدون قميص, وهو يعتبر, , على كل حال, خاطئ تماماً, حسناً? |
Joe ve Gandi arasındaki tek ortak nokta ikisinin de üstsüz gezmesi. | Open Subtitles | الشيء الوحيد المشترك بين (جو) و غاندي . هو أنهما يحبون أن يمشوا بدون قميص |
Bu yüzden mi üstsüz dolaşabiliyor? | Open Subtitles | و لأجل هذا , عليه أن يكون بدون قميص! |
Yani, havuz kıyafetimin birilerini tahrik edebileceğinden endişe ediyorsa... senin de tişörtsüz gezmene izin vermemesi gerek. | Open Subtitles | أعني، إن كانت قلقة ألا يُثار أيّ شخص فيحمّامالسباحة، فيجب ألا تدعك تنزل حمّام السباحة بدون قميص |
Hayatını mahvediyor. Yerde tişörtsüz ve dar pantalonla yatıyorsun. | Open Subtitles | إنها تُدمر حياتك على الأرضية بدون قميص أو سروال |
Seni tişörtsüz ve sürmeli sevmediğimden değil ama bence doğru karar vermişsin. | Open Subtitles | ليس أني لا أستمتع بك بدون قميص ومع كحل عيون لكني أعتقد انك قمت بالأختيار الأفضل |
Yarı Çıplak bir yabancının oturma odasına beni ittiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لاأصدق أنكِ دفعتني إلى شخص بدون قميص إلى غرفة المعيشة |
Justin Bieber gibi, gömleksiz ve pantolonum düşerken... ortalıkta dolanmak istemiyorum ben. | Open Subtitles | أنا لا أريد أن يتجول مثل جاستن بيبر بدون قميص على وبنطالي تتدلى. |
Ve eğer siz buna razı olmazsanız Lutz yine üstü Çıplak olarak Xbox Kinect oynayacak. | Open Subtitles | ولو أنكم غير موافقين على هذا, سيمثل (لوتز) أدوار ألعاب الكمبيوتر بدون قميص مرة أخرى, |