Bu dört gezegen de aynı temel malzemeden aynı şekilde meydana geldiler. | Open Subtitles | تكوّنت هذه الكواكب الصخرية بذات الطريقة الأساسية |
- İngilizler de aynı şekilde dünyayı işgal etti. | Open Subtitles | قامت إنجلترا بإحتلال العالم أجمع تماما بذات الطريقة |
Biriniz bir şey söyledi ama aynı şekilde uçurmaya devam ettim. | Open Subtitles | تقولين شيئا، فأكمل قيادة الطائرة بذات الطريقة. |
Meğerse hepimiz aynı şekilde donarak ölüyormuşuz. | Open Subtitles | اتضح أننا جميعاً نتجمد بقسوة حتى الموت بذات الطريقة |
Üstelik her zaman istediğiniz gibi sonuçlanmamasına rağmen. | Open Subtitles | الهدف {\cH2BCCDF\3cH451C00}مع أنه لا يسير دائما بذات الطريقة. |
Üstelik her zaman istediğiniz gibi sonuçlanmamasına rağmen. | Open Subtitles | الهدف {\cH2BCCDF\3cH451C00}مع أنه لا يسير دائما بذات الطريقة. |
Bunu bildiğiniz için bir daha asla aynı şekilde bana bakmayacaksınız. | Open Subtitles | ،ولأنّكم تعلمون ذلك لن تنظرون لي بذات الطريقة مرّة أخرى |
Kız arkadaşı 20 yıl önce tam olarak aynı şekilde ölmüş, duvarlara sürülmüş kan bile aynı. | Open Subtitles | ،توفيت خليلته بذات الطريقة منذ 20 سنة كذلك الدماء الملطخة على الجدران |
Rapçiler arasında çok popülerler çünkü jakuzilerde ve şampanyada da aynı şekilde idare ediyorlar. | Open Subtitles | أجل، إنها شائعة للغاية بين مغنيي الراب لأنها تعيش بذات الطريقة في أحواض الجاكوزي والشمبانيا. |
Chicago'nun her tarafındaki bütün anaokullarında bütün öğretmenler, aynı günde, aynı kelimeleri, aynı şekilde söylüyor. | TED | في كل أنحاء ولاية شيكاغو، في كل غرفة درس، في كل دور الحضانة في المدينة، يقول كل مدرس ذات الكلمات بذات الطريقة في ذات اليوم. |
Gezegenler ve uydular aynı şekilde başlarlar. | Open Subtitles | تنشأ الكواكب والأقمار بذات الطريقة |