Kendisini göreceklerini umarak kollarını havaya salladı, ama uçaklar çok geçmeden gitmişti. | TED | ولوحت بذراعيها آملة بأن يروها لكن الطائرات اختفت سريعاً. |
kollarını salladı ve yaklaşık iki saattir bağırıyormuş gibi hissetti. | TED | لوحت بذراعيها وشعرت بأنها ظلت تصرخ لساعتين |
Aurora kollarını taliplerinden bağımsız olarak atarken zarif ve sakin olabilir. | TED | تكون أورورا بعض الأحيان أنيقة ومقيّّدة، تلقي بذراعيها بشكل مستقل عن خاطبيها. |
Anne şempanze yavruları diğer ağaçlara geçebilsin diye kollarıyla köprü yapar. | Open Subtitles | أم القرود تصنع جسرا بذراعيها لكي يصل أطفالها من شجرة لأخرى |
"Ve büyük kollarıyla seni tutacak." | Open Subtitles | "وتود ضمك بذراعيها" |
Bayan Özgürlük, o dev kollarını son bir kez Chrysler binasının etrafına sardı. | Open Subtitles | السيدة تمثال الحرية ربطت نفسها بذراعيها الكبيرتين حول بناية كرايسلر للمرة الاخيرة |
kollarını ve bacaklarını vücuduma sarmış bir kadınım olur. | Open Subtitles | أن تظوقني إمرأة بذراعيها وساقيها حولي |
kollarını tekrar üzerimde hissetmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أشعر بذراعيها تطوقني مرة أخرى |
- kollarını falan tutmaya çalışmıyordum. | Open Subtitles | . ا أمسكت بذراعيها |
Babasının kucağında oturmuş, kollarını boynuna dolamıştı. | Open Subtitles | جالسه في حضنه وتحيطه بذراعيها |
kollarını boynuna dolayıp göz yaşlarına boğuldu. | Open Subtitles | وبكت: "لا، (بين)" محيطةً بذراعيها حول عنقه وانخرطت في البكاء |
kollarını tut. | Open Subtitles | أمسك بذراعيها |