ويكيبيديا

    "براً" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • karada
        
    • karadan
        
    • arabayla
        
    • kara yoluyla
        
    1998'de karada. 2000'de denizde, 2001'de havadan. Open Subtitles براً عام 1998، بحراً عام 2000، ومن الجو عام 2001
    Renly'nin ordusunun, Stannis'in safına geçtiğini söylüyor bu da Stannis'e hem karada hem de suda bize karşı büyük üstünlük sağlar. Open Subtitles يقولبأنجيش"رينلي"يتوافداليستانيس لدعمه مما سيعطي لستانيس التفوق علينا براً وبحراً
    Keşif heyeti, bir hafta içinde dönmek zorunda nehirden ya da karadan. Open Subtitles على البعثة أن تعود خلال أسبوع واحد، بحراً أو براً
    Keşif heyeti, bir hafta içinde dönmek zorunda nehirden ya da karadan. Open Subtitles على البعثة أن تعود خلال أسبوع واحد، بحراً أو براً
    Peki, eve arabayla döneceğim. En azında yolun bir bölümünü. Open Subtitles حسناً، سأعود للوطن براً جزء من الطريق على الأقل
    Onlar kara yoluyla gitmek için bekleyenler. Open Subtitles هؤلاء الناس ينتظرون للعبور براً.
    Havada, karada, denizde yaramazlık yapmak mı? Open Subtitles أن نتسبب في الأذى براً وبحراً وجوً ؟
    Gidecek yerimiz yok. Ne karada ne denizde! Open Subtitles و لا مجال للخروج ؛ لا براً ولا بحراً
    Havada, karada ve denizde yaptığı 80 bin kilometrelik yolculuktan sonra Londra'ya dönüşü Open Subtitles تشكل عودتها إلى "لندن" بعد أن قطعت 80ألف كلم براً وجواً وبحراً
    karadan geliyorlarsa bir, denizdense iki fener yakıyordu. Open Subtitles ليعطي إشارة لريفير بقدوم البريطانيين، إن براً ففانوس واحد، وإن بحراً فاثنان.
    Sık ormanlar ve uzun dağlar karadan seyahat etmeyi zorlaştırdı, ancak uzun sahil şeritleri ile çok sayıda nehirler, göller ve fiyordlar uygun bir alternatif sağladı. TED الغابات الكثيفة والجبال الشَّامخة جعلت من التنقل براً أمرا صعباً، لكن الأشرطة السَاحلية الطّويلة وتعدد الأنهار والبحيرات والمضائق البحرية وفَّرت بديلاً عملياً.
    Alman ordusu bu sabah erken saatlerde, karadan ve paraşütle indirme yaparak Hollanda ve Belçika'yı işgal etti. Open Subtitles براً وعن طريق الهبوط من المظليين
    ancak bizim teknemiz yok, o zaman biz de karadan gireriz. Open Subtitles ولكن لا نملك قارب لذا سنذهب براً.
    Bir fener demek, düşman karadan geliyor demekti. Open Subtitles مصباح واحد يعني قدوم العدو براً.
    Afrika Kıtası'nın etrafını dolaşarak bir sene süren bir yolculuktan sonra, denizden ya da Türklerin yolu, hristiyanlara kapatmış olduğu, karadan. Open Subtitles إما بحراً ، عن طريق الابحار ...حول أفريقيا و تستغرق هذه الرحلة سنة أو براً ، و لكن الأتراك أغلقوا هذا الطريق ، أمام جميع المسيحيين
    Uçuş güvenli biliyorum ama, keşke arabayla gitseydiniz. Open Subtitles أعلم أن الذهاب جواً أكثر أماناً ولكن كنت أتمنى أن تذهب براً
    Kızlar Dublin'den Heathrow'a uçtular. Daha sonra arabayla buraya geldiler. Open Subtitles لقد جاءت الفتيات من (دبلن) إلي (هيثرو) جواً، ثم جاءوا للشمال براً.
    "kara yoluyla" ne demek? Open Subtitles -ماذا تقصد بـ"العبور براً
    ...kara yoluyla geri döndük. Open Subtitles -عدنا براً ...

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد