Ben de her gazetecinin yapacağı bir şey yaptım: Kendisine bir mektup yazdım, röportaj talebinde bulundum ve mektubu New York'taki kulesine gönderdim. | TED | لذلك فعلت ما كان سيفعله أي صحفي كتبت له رسالة خطيّة طلبت إجراء مقابلة معه، وأرسلتها إلى برجه في نيويورك. |
Ben de onu sabahın 4'ünde balkondan kulesine bakarken bulurdum. | Open Subtitles | كنت أستيقظ لأراه على الشرفة في الساعة الرابعة صباحاً يقوم بالنظر إلى برجه |
Ben de onu sabahın 4'ünde balkondan kulesine bakarken bulurdum. | Open Subtitles | كنت أستيقظ لأراه على الشرفة في الساعة الرابعة صباحاً يقوم بالنظر إلى برجه |
Ve tabii ki herkes kendi kulesini ister. | TED | وبالطبع كل فرد يريد أن يبني برجه الخاص |
Şimdi ise, diğer adamın kendine ne yapacağı korkusundan dolayı hiçbiri tecrit edilmiş kulesini terk etmiyor. | Open Subtitles | -الأن كل رجل يعيش في برجه المنعزل -خائف مما يمكن أن يفعله الرجل الأخر له |
Dostumuz rahatını fildişi kulesinde takılmakta buluyor anlaşılan. | Open Subtitles | الرجل يفضل أن يتسكع في برجه العاجي. صحيح ؟ |
Ravana, prensesi sarayının kulesine hapis etti. | Open Subtitles | حبس ( رافانا ) الشريّر الأميرة في برجه العالي. |
Brody kulesini düşmandan koruyor! | Open Subtitles | برودي يعتلي برجه |
Lâkin kulesinde mahsur kalmış bir büyücü var icabına bakılması gerek. | Open Subtitles | لكن هناك ساحر يحكم هنا محبوس في برجه |
- kulesinde. | Open Subtitles | فوق في برجه |