Dediniz ki mekik, ortalama bir insanın kıtalararası bir uçuş yapabileceği kadar ucuz olacak ve seyahat olayında bir çığır açacak. | Open Subtitles | قلت أيضاً إنّ المكوك سيدخل إلى حقبة جديدة من السفر ممكّناً الشخص العادي من القيام برحلات عبر القارات |
İkisinin tam ortasında da tarifeli bir uçuş var. | Open Subtitles | و هناك ما يسمى برحلات الطيران بين اليومين |
Birbirimize vakit ayırmamız, birlikte seyahat etmemiz önemli. | Open Subtitles | من الهام إيجاد الوقت لبعضنا البعض والقيام برحلات مماثلة |
Bundan sonra, düzenli olarak New York'a seyahatler yapmaya başladım. | Open Subtitles | لقد بدأت بعد هذا فى القيام برحلات منتظمة إلى نيويورك |
Bundan sonra, düzenli olarak New York'a seyahatler yapmaya başladım. | Open Subtitles | لقد بدأت بعد هذا فى القيام برحلات منتظمة إلى نيويورك |
Normalde böyle geziler yapmayız. | Open Subtitles | ! لا نقوم برحلات هكذا في العادي |
Doğuya turlar yapıp, hastalıklara tutulsak... | Open Subtitles | سنقوم برحلات للشرق لعقد الأمراض سندفن العظام فوق البيوت |
Şimdi Federal Havacılık İdaresi uçuş kayıtlarına bakıyorum da sahip olduğu özel uçağı Kansas City'ye sayısızca ziyarette bulundu. | Open Subtitles | أنا أطالع سجلات إدارة الطيران الفيدرالية و التي تُظهر طائرة خاصة يملكها تقوم برحلات عديدة إلى مدينة كانساس. |
Birlikte düşünmemize de yardımcı olur, böylece profesörün ortada uzunca desteksiz bir uçuş gerçekleştirmesini ayarlarken, her iki yönde daha kısa yolculuklar yapabilirler. | TED | كما أنها تساعدنا علي التفكير بشكل متناغم هم يستطيعوا أن يقوموا برحلات قصيرة في الإتجاهين بينما يعد البروفيسور لرحلة طويلة غير مدعومة مسترخيًا في الوسط. |
Bildiğim kadarıyla başka uçuş olmamış. | Open Subtitles | - انتهى الوقت لاعلم لي برحلات اخرى لا استطيع ان اقول المزيد |
Cehennem gibi güneşin altında dünyadaki ulaşılması en zor, en uzak yerlere seyahat etmek zorundalar. | TED | و عليهم أن يقوموا برحلات صعبة تحت أشعة الشمس الحارقة إلى بعض الأماكن النائية جدا ، و التي يصعب الوصول إليها ! |
Sea Wong çölünde bir kaç seyahat gerçekleştirdim ve her seferinde de ölüm tehlikesi atlattım. | Open Subtitles | فقد قمت برحلات عديدة في (صحراء (سي ونج و كدت أموت في كل مرة |
Sea Wong çölünde bir kaç seyahat gerçekleştirdim ve her seferinde de ölüm tehlikesi atlattım. | Open Subtitles | فقد قمت برحلات عديدة في (صحراء (سي ونج و كدت أموت في كل مرة |
Hafta sonları Bunbury'e seyahatler. Elinde kırmızı bir leke var. | Open Subtitles | إنّه يلتحق برحلات نهاية الأسبوع إلى (بانباري) |
Spor müsabakalarını kapsayan şirket paketi Super Bowl için eşli turlar. | Open Subtitles | سيكون هناك قسم للشركة في الأحداث الرياضية وستتمتع برحلات (سوبر بول) على حساب الدولة وعطلة لـ4 أسابيع كل سنة |