Facebook'da Hindistan ve Güney Amerika'daki insanlardan, orada kampanya mesajını nasıl yayabileceğimize dair mesajlar aldım. | TED | تلقيت رسائل خاصة على الفيسبوك من أشخاص من الهند وأميريكا الجنوبية، تقول، كيف يمكننا أن نأتي برسائل الحملة إلى هنا؟ |
Beşin Kol'a fotoğrafların içine gizlenmiş mesajlar gönderdiğimiz bir internet sitesi var. | Open Subtitles | هناك موقع الكتروني نضع فيه صوراً مشفرة برسائل للرتل الخامس |
Dini tehtid mesajları gönderiyordu Tanrı herkese günahlarının bedelini ödetecek hesap günü gelecek gibi mesajlar. | Open Subtitles | بدأ يبعث برسائل إلكترونية متديّنة، يقول فيها إن الرب سينتقم من كل مرتكبي الآثام. وإن يوم الدينونة آت. |
Ve şimdi sinemada tanıştığı erkeklerden gelen mesajları yazıyorum. | Open Subtitles | و الأن أبلغها برسائل من أشخاص ! تلتقي بهم في السينما |
O binadaki her duyuru panosunu parlak, renkli ve pozitif mesajlarla dekore ettik. | TED | قمنا بتزيين كل اللوحات في البناية برسائل إيجابية وتبعث البهجة في النفوس. |
Küçük kayıp erkek arkadaşından gelen mesajlarla doluydu. | Open Subtitles | وهو ممتلئ برسائل من صديقكِ الحميم المفقود |
Neredeyse altı yıl, her Allah'ın günü, Elimde bir şey yoktu ancak posta kutumda red mektupları beni bekliyordu. | TED | إذن، طوال ست سنوات تقريبا، كل يوم، لم أكن أتوصل إلا برسائل الرفض التي كانت تنتظرني داخل صندوق البريد. |
Fakat Xander Betsy'le ilşkisi sürerken gizlice kız kardeşi Angelica'yla da aşk mektupları ve gizli buluşmalarla macera yaşıyor. | TED | و لكن من دون علم بيتسي، كان زاندر يتودد لأختها أنجيلكا. برسائل حب و مواعيد سرية خلال فترة علاقتهم. |
Eposta kutum nefret ve kişisel taciz mesajlarıyla dolu ve yıllardır böyle. | TED | بريدي الإلكتروني ممتليء برسائل كراهية وإساءات شخصية والأمر مستمر منذ سنوات. |
Bizi yatağımızda katledenler robotlar olmayacak kimse bakmazken gecenin bir köründe sessizce mesajlar gönderen makineler olacak. | Open Subtitles | لا يتعلق الأمر بنهوض الروبوتات لقتلنا أثناء منامنا وحسب بل بقيام آليات بإرسال برسائل خفية في منتصف الليل والجميع غافلون |
mesajlar 30 dakika gecikmeli gönderiliyor. | Open Subtitles | وكان يبعث برسائل بتأخير مقداره 30 دقيقة |
Kodlanmış mesajlar içeren e-postalar yolluyorlardı. | Open Subtitles | كانو تبادلون بريد الكتروني برسائل مشفرة |
Bir El Kaide ajanını yakalayınca cebinde Bin Laden'in mesajları olmasına izin vermezsin. | Open Subtitles | إذا كنت في محاولة لكسر أحد عناصر تنظيم القاعدة للتحدث أنت لا تسمح له بالاحتفاظ برسائل من (بن لادن) في جيبه |
Bunu yaparım, ve tüm rehinelerin telefonları endişeli sevdiklerinden gelen mesajlarla çalmaya başlar. | Open Subtitles | وكل هواتف الرهائن تبدأ بإصدار جلبة برسائل من محبين قلقين |
mesajlarla onu taciz ettiğini de duyduk. | Open Subtitles | -سمعنا أيضاً أنّك ضايقته برسائل نصيّة . |
Bütün bu koliler maktule yollanan tehdit mektupları mı? | Open Subtitles | عجباً، كلّ هذه الصناديق مليئة برسائل تهديد للضحية؟ |
Yoksa neden sanıktan gelen ölüm tehtdidi mektupları ve önceki dayaklarda kalan resimleri özel bir kasada saklasın? | Open Subtitles | لما إمتلئ صندوق وديعتها برسائل التهديد من قِبل المتّهم، وصوراً من الشرطة على إعتداءاته السابقه عليها؟ |
Benim tek varlığım alacaklılarımın öfkeden kudurmuş hâlde bıraktıkları mesajlarıyla dolu bir telesekreter. | Open Subtitles | ملكيتي الوحيدة هي جهاز مجيب آلي ممتلئ برسائل غاضبة من دائنيني |