Başka bir kızla birlikteydi. Meredith'ten de bahsetmiyorum. | Open Subtitles | لقد كان برفقة فتاة أخرى أنا لا اقصد ميرديث حتى |
Başka bir kızla birlikteydi. Meredith'ten de bahsetmiyorum. | Open Subtitles | لقد كان برفقة فتاة أخرى أنا لا اقصد ميرديث حتى |
Seni ilk defa bir kızla görüyorum. | Open Subtitles | هذه المرّة الأولى التي أراك فيها برفقة فتاة |
Anne, bence bardaki kızla birlikte. | Open Subtitles | أمّي، أعتقد أنـّه برفقة فتاة الحانة. |
Koutouza usun süre kalmaz. Havlucu kızla birlikte içeride. | Open Subtitles | (كوتزو)، لن يتأخر إنه برفقة فتاة المناشف |
Babamın alkolik olduğunu ya da kızın tekiyle kaçtığını falan sanıyorsunuz. | Open Subtitles | أن أبي سّكير أو شيء من هذا القبيل أو أنهُ هرب برفقة فتاة لكن هذهِ ليست طبيعته |
bir kızla beraberken ise gerçekten ait olduğum yerde gibiyim. | Open Subtitles | وبعدها عندما أكون برفقة فتاة أتواجد بكل عواطفي معها |
Banyoda bir kızla yatmayalı uzun zaman olmuştu. | Open Subtitles | مضت فترة طويلة منذ أن مارستُ الجنس برفقة فتاة فى حمّام |
Yani gelecek sefer harika bir kızla olduğunda Sabrina'yla veya başkasıyla, hazır olacaksın. | Open Subtitles | مما يعني في المرة القادمة التي تكون فيها برفقة فتاة عظيمة أكانت سابرينا أم غيرها ستكون مستعداً |
Ama 6 ay geçtikten sonra kendini Shepherd's Bush'da başka bir kızla yaşarken buldu. | Open Subtitles | ومن ثم وجد نفسه مقيماً في كوخ في غابة برفقة فتاة بعد ستة أشهر فقط |
Başka bir kızla dans ediyordu ve yanına gidip onu dansa kaldırmam gerektiğini biliyordum. | Open Subtitles | كانت ترقص برفقة فتاة أخرى و علمت حينها أنه يتوجب علي طلبها للرقص معي |
bir kızla. Sanırım yanılmışım. | Open Subtitles | لقد خرج لاحتساء القهوة برفقة فتاة |
Yani asla "hayır" demeyen bir kızla yaşamaya başladın. | Open Subtitles | إذا أنتقلت برفقة فتاة "لا تقول "لا أبداً |
Patrick kızın tekiyle kaçtı. | Open Subtitles | لقد فرّ "باتريك" برفقة فتاة ما. |