İlki, kenarı 100 kilometre olan bir üçgen, 100 kilometrelik mesafede, Bütün bu şeyi 50 kilometrede de tekrarladık. | TED | أولًا، على مثلث بطول 100 كلم؛ وعلى بعد 100 كلم؛ ثم قمنا بالعملية برمتها ثانيةً على بعد 50 كلم. |
Eğer roketler hedefine ulaşırsa Bütün bir şehrin insanlarını öldürebilir. | Open Subtitles | إذا اخترق الصاروخ الهواء الجوي يمكنه نسف مدينة مأهولة برمتها |
O bilim adamıyla yaptığı iş, Bütün Hareket'i tehlikeye atıyor. | Open Subtitles | العمل الذى يقوم به مع هذا العالم يهدد الحركة برمتها |
Bu benim belki de Tüm bu uğraştan pişman olduğum an. | TED | هذه هي اللحظة التي تراني فيها نادمًا ربما عن المحاولة برمتها. |
Tüm bunlar dürüst bir iş adamına karşı keyfi bir saldırıdır. | Open Subtitles | هذة المسأله برمتها هي هجوم غير مبرر على رجل أعمال شرعي |
Aslında Bütün bu şekerin çocukları hiperaktif yaptığı olayı bir mit. | Open Subtitles | في الواقع، مقولة أنّ السكر يجعل الأطفال مفرطى النشاط برمتها خرافة |
Ve bence Bütün bu süreç ona çok iyi geliyor | Open Subtitles | وأعتقد أن هذه العملية برمتها وقد تم شفاء حقاً لها. |
Maddenin yoğunluğu sonsuz değil ve Bütün süreci tutarlı bir şekilde denklemler ile tanımlamak için bir şansımız var. | TED | مصير المادة محدود , و لدينا الفرصة لجملة منتظمة من المعادلات التي تصف العملية برمتها |
Kız aileleri ise göbekten dizlere geçiyorlar ve buradaki Bütün olayı isimsiz bırakıyorlar. | TED | أما والدا الأطفال الفتيات يذهبا فورًا من السُرّة إلى الركبتين ويتركوا المنطقة برمتها دون تسمية. |
Ve işte Bütün bunlar, Bütün bu çocukluğun yankıları beni bir sonraki parçaya götürüyorlar. | TED | إذا ذلك هو الأمر برمته، تلك الطفولة برمتها يتردد صداها وتأخذني إلى الجزء التالي. |
Doğru yer ve kişileri bulmak için Bütün taşrayı dolaştım, böylece bulunca, bir daha gitmek zorunda kalmayacaktım. | Open Subtitles | جُبت البلاد برمتها بحثاً عن المكان الملائم و الأشخاص الملائمين حتى لا أضطر إلى الرحيل من جديد عندما أتوقف |
Sadece onlar değil, Bütün köy aramızda olanları biliyor. | Open Subtitles | ليس هم وحسب .. المدينة برمتها تعلم أن هنالك أمرا بيننا |
İşte, gördüğünüz gibi, Bütün olayı başarıyla tamamladım. | Open Subtitles | إنني حصلت على كل مفاتيح القضيه برمتها. كل شيء منجز. |
Kurumun Bütün işleyişine tanık olduktan sonra burada çalışan insanlar hakkında düşünmeye başladım. | Open Subtitles | بعد أن شهد العملية برمتها لهذه المؤسسة , بدأ لتر إلى التساؤل عن الناس الذين شكلوا الموظفين. |
Bütün bir köyü, böyle bir ıstıraba tanıklık etmeye zorlamaya kimin hakkı var? | Open Subtitles | لايمكنك أن تفرض هذه المناظر على القرية برمتها |
Ulaştırma rotasından, çıkış stratejisine kadar Tüm operasyon birisi tarafından ayarlandı. | Open Subtitles | العملية برمتها من الدخول للسرقة لاستراتيجية الخروج، تسلم الى شخص ما |
Tüm operasyon sadece ben ve bir avuç IMF ajanınca biliniyordu. | Open Subtitles | عرفت العملية برمتها فقط لنفسي وحفنة من وكلاء صندوق النقد الدولي. |
Ben de öyle düşünüyordum ama Tüm bu deneyim, cesaretimi kırdı. | Open Subtitles | هذا تماما ما افكر به لكن هذا الخبرة برمتها كانت مثبطة |
Bilmeni isterim ki, Tüm bu palyaço şeyleri bende de vardı. | Open Subtitles | أريدك فقط أن تعلمي أنّني أفهم مسالة الخوف من المهرجين برمتها |
Bilhassa Tüm bu bölge, ekonomik açıdan hâlâ çetin bir zorluk içindeyken. | Open Subtitles | ولا سيما عندما لا تزال هذه المنطقة برمتها تواجه تحديات شاقة اقتصادياً |
Bu dizi insanda ne huzur bırakır Ne de ağız tadı | Open Subtitles | هذا المسلسل سيفسد أميستك وحياتك برمتها ويومك |
Bu lanet şeyde üç-dört günlük olayların tamamı var. | Open Subtitles | اتعلم ، كان هناك فترة ثلاثة أو أربعة ايام للمسالة برمتها |