Bu mezar "evim" demek için fazla soğuk ve boş. | Open Subtitles | هذا الضريح أكثر برودةً وفراغاً من أن يُطلق عليه منزل |
Başka hiçbir yer daha soğuk, rüzgârlı ya da yaşam için bu kadar tehlikeli değildir. | Open Subtitles | لا مكان أكثر برودةً أو عصفاً أو قسوةً للعيش من هنا |
Başka hiçbir yer daha soğuk, rüzgârlı ya da yaşam için bu kadar tehlikeli değildir. | Open Subtitles | لا مكان أكثر برودةً أو عصفاً أو قسوةً للعيش من هنا |
Evvel zaman önce soğuk mu soğuk bir kış gecesi serserinin teki dükkanımızın kapısını çalmış. | Open Subtitles | منذ زمن طويل جداً في أقسى ليالي الشتاء برودةً ثمة جوال أتى يطرق باب متجرناً |
Bunun sonucunda diğer ton balıklarına oranla daha soğuk şartlarda hayatta kalabilirler ve avlanmak için yiyeceğin bol denizlere, dönencelerdeki yumurtlama alanlarından binlerce mil uzağa giderler. | Open Subtitles | و نتيجة لذلك، يمكنها الصمود في ظروف أشد برودةً لا تحتملها أنواع التونة الأخرى، أيضا يمكنها السفر آلاف الأميال بعيداً عن مناطق تفريخها |
Onu soğuk biri yaptı. | Open Subtitles | تغيّر شخصيتها وصارت أكثر برودةً |
Buzdolabının en soğuk bölgesi gövde kısmıdır. | Open Subtitles | جسم الثلاجة هو أكثر أجزاءها برودةً |
Ben ise rüzgarın soğuk estiği güvenebileceğin tek şeyin kimseye güvenmemek olduğu bir yerden geliyorum. | Open Subtitles | أَجيءُ مِنْ a مكان حيث تَنْفخُ الريحَ برودةً والشيء الوحيد أنت يُمْكِنُ أَنْ تَعتمدَ عليه بأنّك لا تَستطيعُ إعتمدْ على أيّ شئِ. |
Hey, içerisi soğuk oldu. | Open Subtitles | الجو يزداد برودةً هنا |
Geceler çok soğuk olacak. | Open Subtitles | إنَّ الليالي تزداد برودةً |
Ajan Hotchner, hava soğuk ve kararıyor eğer Brisbane'lerin oğlu dışarıda bir yerdeyse hayatta dayanamaz. | Open Subtitles | أيها العميل (هوتشنر),إنها تزداد برودةً و ظلاماً. إذا كان هذا الفتى (بريسبان) في أي مكان بالخارج, لن تُتاح له الفرصة في الجحيم. |