Pekâlâ, Taylor, Proctor, Longway, çağrı kâğıtlarınızı kontrol edin. | Open Subtitles | حسناً , (تايلر) , (بروكتر) , (لونغواي) تحققوا من سجلات الاعتقال |
O.J. davasını canlı yayınlayacaklarını duyurduktan sonra Proctor ve Gamble, ABC'deki satışları ikiye katladı. | Open Subtitles | شركة "بروكتر و غامبل" ضاعفوا مبلغهم للإعلان "بقناة "أي بي سي بعدما أعلنوا بأنهم سيبثون محاكمة أو جي) مبشارةً) |
Ya da Proctor'ın olabildiğince çok acı çekmesini istedi. | Open Subtitles | أو مبالغته في القتل لقد أراد أن يعاني (بروكتر) كثيرا |
Tommy Proctor adında biriyle birlikte tutuklanmış mı? | Open Subtitles | ربما حينها التقى باحداهن هل تم اعتقالته مع رجل اسمه (تومي بروكتر) ؟ |
O.J. davasını canlı yayınlayacaklarını duyurduktan sonra Proctor ve Gamble, ABC'deki satışları ikiye katladı. | Open Subtitles | شركة "بروكتر و غامبل" ضاعفوا مبلغهم للإعلان "بقناة "أي بي سي بعدما أعلنوا بأنهم سيبثون محاكمة أو جي) مبشارةً) |
İlk ve tek önceliğiniz Bay Proctor'ın sevkiyatı. | Open Subtitles | أولويتكم الأولى والوحيدة هي تسليمة السيد (بروكتر). |
Bay Proctor'ın, sana Banshee'nin üretim tesisini kurmak için güvenli bir yer olduğunu söylerken yanıldığını kanıtlamaya geldim. | Open Subtitles | أتيت لأريك أن السيد (بروكتر) كان مخطأً لمّا أخبرك أن (بانشي) بلدة آمنة لك لإقامة صناعتك. |
Proctor'a işlerin kontrolümüz altında olduğunu söyleyebilirsin. | Open Subtitles | بإمكانِك إخبار (بروكتر) أننا مسيطرون على الوضع. |
Bay Proctor, başınıza gelen şeylerden ötürü ne kadar hüsran dolu olduğunuzu ancak hayal edebilirim. | Open Subtitles | سيد (بروكتر)، لا أتخيل إلا كم أنت محبط بكيفما توليت الأمور. |
Proctor'un eski ekibinle birlikte uyuşturucu işinde olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | أكنت تعلم أن (بروكتر) كان في تجارة المخدرات -مع عصابتك السابق؟ |
Watts, Proctor'la anlaşma yapmamalıydı. | Open Subtitles | ماحرى بـ(واتس) عقد إتفاق مع (بروكتر) أبدًا. |
Proctor'un parası yüzünden beyni bulanmış olabilir ama benim bulanmadı. | Open Subtitles | لعل نقود (بروكتر) أعمت بصيرته، لكنّي لست كذلك. |
Proctor'a siktirip gitmesini söyleyebilirsin. | Open Subtitles | حسنٌ، بإمكانِك إخبار (بروكتر) أن يذهب إلى الجحيم. |
Proctor'la bağlantılarının olduğunu biliyorum istediğim şeyi öğrenmek için bu bağlantıları kullanabileceğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أن لديك معارف يا (بروكتر) وأعلم أنه يمكنك الاستعانة بهم لتحضر لي ما أحتاجه |
- Bugün nasılsın Bay Proctor? | Open Subtitles | -كيف حالك اليوم ياسيد (بروكتر)؟ |
- Muhtemelen Proctor'la eşleşecektir. | Open Subtitles | -غالبًا ستطابق (بروكتر) . -في الواقع، تبيّن أنّه لمْ يكن الفاعل . |
Evet, Proctor'ı tutuklayabiliriz. | Open Subtitles | (أجل، بمقدورنا إعتقال (بروكتر. |
Hay anasını. Proctor'un yanına dönmem... | Open Subtitles | -تبًّا، عليّ أن أعود لمنشأة (بروكتر) ... |
Bay Proctor ilk uygun zamanında seninle görüşmek istiyor. | Open Subtitles | -يريد السيد (بروكتر) مقابلتك في أقرب وقت ممكن . |
Benim değil, Proctor'un yüzünden. | Open Subtitles | كلا، بسبب (بروكتر). (بروكتر) هو السبب. |