Senin için 100 masum insanı bile öldürtebilirim. Üç insan için üç çizik. | Open Subtitles | أنا على استعداد أن أقتل 100 رجل برىء لو أن ذلك يعنى قتلك |
Evet, bir milyon masum insan çünkü hedefi, Valente ve diğerleri... | Open Subtitles | مليون شخص برىء بسببى قد يعانوا من هذا هدفه فالنت والآخرون |
Tek hatası benim çocuğum olmak olan masum bir öğrenciydi. | Open Subtitles | لكن كان فتى مدرسة برىء غلطتة الوحيدة انة كان طفلاً |
- Senin görevin oturmak ve masum görünmek. - Ben masumum. | Open Subtitles | ــ المطلوب منكَ أن تجلس و تتظاهر بالبراءة ــ أنا برىء بالفعل |
Hapishanede ilk öğrendiğiniz şey, herkesin suçsuz olduğudur. | Open Subtitles | كما ترى , أول شىء تتعلمة فى السجن أن كل شخص برىء |
Dostun, yani şu andaki Basmabeyincimiz, işte o masum bir adam. | Open Subtitles | صديقك قاضى القضاة الحالى, هو من يُقال له رجل برىء |
Zavallı, masum bir papaz bunu öğrendi. Buraya geldi. | Open Subtitles | وكاهن فقير, برىء يأتى إلى هنا ويكتشف الأمر. |
Bu suçta masum olmama rağmen silahın hiç bulunamamasını rahatsız edici buluyorum. | Open Subtitles | بما انى برىء من هذه الجريمة أرى ان الفشل فى البحث عن المسدس غير ملائم |
- Senin işin masum gözükmek. - Zaten masumum. | Open Subtitles | ــ المطلوب منكَ أن تجلس و تتظاهر بالبراءة ــ أنا برىء بالفعل |
Senin için 1 00 masum insanı bile öldürtebilirim. | Open Subtitles | أنا على استعداد أن أقتل 100 رجل برىء لو أن ذلك يعنى قتلك |
Sağdıcına bu kadar basit ve masum bir şeyi açıklayamıyorsun. | Open Subtitles | انت لا تستطيع توضيح شىء بسيط و برىء الى صديقك المفضل |
Ne olursa olsun, herkesin senin masum olduğuna inanmasını sağlayacağım. | Open Subtitles | مهما يحدث سوف أتأكد أن كل شخص يعرف أنك برىء... |
Ne olursa olsun, herkesin senin masum olduğuna... inanmasını sağlayacağım. | Open Subtitles | مهما يحدث سوف أتأكد أن الجميع يعرف أنك برىء. |
masum bir berber gibisin, ama aslında berbat bir herifsin. | Open Subtitles | أنت تبدو كحلاق برىء ولكنك فى الحقيقه وغد كبير |
Yeğeninin midesinde değerli paralar olan masum bir berber. | Open Subtitles | حلاق برىء لديه عملات ثمينه فى معدة أبن أخته |
Buradan çok uzak olmayan bir yerde 800 masum insanın senin yüzünden öldüğü veya öleceği bir otel var. Onlar dünya barışına karşı bir tehdit miydiler? | Open Subtitles | يوجد فندق غير بعيد به 800 شخص برىء ماتوا أو يموتون بسببك |
Bununla bir ilgim yok. Ben masumum. | Open Subtitles | لا أعرف ماذا أفعل لذلك أنا برىء |
Müvekkilinin gerçekten suçsuz olduğuna inansaydı mahkemeye kanıt sunardı. | Open Subtitles | لو أنها تعتقد أن موكلها برىء يجب أن تعطى المحكمة دليلا |
Bugün tüm aile işlerini bitireceğim. Onun için bana suçsuzum deme. | Open Subtitles | اليوم أصفى كل حسابات العائلة فلا تقل لى أنك برىء يا كارلو |
Yani belki de masumdu. Beni kurtarmak için tuzağa düşürüldü. | Open Subtitles | بأنه كان برىء وانه تم اعداده للايقاع بى. |
Fransa'da olabiliriz ama yine de bir insan suçu kanıtlanana kadar masumdur. | Open Subtitles | ربما نحن فى فرنسا ولكنى مازلت أمريكيه الرجل برىء حتى تثبت ادانته |
Simulasyonun parametrelerini programlamak masumane bir hataydı. | Open Subtitles | لقد كان خطأ برىء فى برمجه عوامل المحاكاه |
Fakat bu bile masun bir çocuğu kirletmeye yetti. | Open Subtitles | ولكن ذلك كان كافيا لتدنيس قلب طفل برىء |
Bir dakika. - Eğer Suçlu değilsen korkmana gerek yok. | Open Subtitles | توقفوا دقيقة واحدة لو أنك برىء لا داعى للخوف |