Eğer ben Erica Kane Martin Brent Cudahy Chandler Roy Roy | Open Subtitles | إن لم أكن إريكا كاين مارتن برينت كادهي شاندر روي روي |
Muhabbet etmek istersen Kadın Doğum Uzmanı Brent Kennedy'den randevu alman yeter. | Open Subtitles | إذا أردتي الدردشة , رتبي جدولك مع برينت كيندي اوبي جي واين |
Şimdi, bu Brent Mcgregor, benim mağara kaşifi ortağım. | TED | هذا برينت ماك جريجور، شريكي في استكشاف الكهوف. |
2011'e geri dönersek, Brent bir grup yürüyüşçünün Youtube videosunda bu mağaralardan birinin girişini rastgele bulduklarını gördü. | TED | سنة 2011، شاهد برينت فيديو على اليوتيوب لمجموعة من المتسلّقين الذين وجدوا أنفسهم بالصدفة قرب مدخل إحدى هذه الكهوف. |
Brent bu mağarayı Pure Imagination (Saf Hayal) diye adlandırdı. Bence sebebi şu orada gördüğümüz görüntü hayal edebileceğimizin ötesindeydi. | TED | برينت سمّى الكهف خيالا خالصا، بسبب المناظر الخلابة فيه على ما أعتقد التي كانت تفوق ما قد نتخيله يوما. |
Şimdi bile, inanması zor ama Brent ve ben tüm bu keşifleri aslında arka bahçemizde yaptık, saklıydılar ve sadece bulunmayı bekliyorlardı. | TED | حتّى الآن، لازلنا أنا و برينت نجد صعوبة في تصديق أنّ هذه الاكتشافات كانت تقريبا في باحتنا الخلفية، مختبئة، تنتظر من يكتشفها. |
Brent, Sucuyu bir sekilde etkisiz hala sokmaya calisacak. | Open Subtitles | يتوجب عليه يا برينت أن يجد طريقة لكي يقضي على تأثير الساقي |
Yilin son maci, Brent. Varini yogunu ortaya koymalari lazim. | Open Subtitles | آخر لعبة في المباراة يا برينت لا نستطيع إرجاع شيء الآن |
- Yilin son maci, Brent. Varini yogunu ortaya koymalari lazim. - Biliyorum. | Open Subtitles | آخر لعبة في الموسم يا برينت لا نستطيع استرجاع شيء |
Brent Cassidy'ye aşık sanıyordum. | Open Subtitles | انتظرى اعتقدت انت برينت على علاقة باكاسيدى |
David sana uygundu, Brent sana uygundu... | Open Subtitles | دايفيد كان مناسب لكى برينت كان مناسب لكى |
Şimdi Brent'in şu andan itibaren istenmeyen adam olduğunu söyleyeceğim. | Open Subtitles | سوف أجعل برينت يعرف أنه من الآن فصاعدا سيكون شخصا غير مرغوب فيه |
Brent'in babasının bütün bunları bıraktığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني تصديق أن والد برينت يثق بنا بكل هذا |
Bence Brent'in babasının kullanmadığı başka oyuncakları da var. | Open Subtitles | أظن أن ألعاب والد برينت كثيرة جدا لدرجة لا يعرف ما يفعل بها |
Oda arkadaşının Amber Quarter olduğunu biliyorum ve... Ama bilirsin Brent bir ahlak örneği değildir. | Open Subtitles | أعني إنني أعرف أن أمبر زميلتك بالغرفة ولكن ليس الأمر أن برينت يلعب التخفي |
- Evet, adım Brent Sodor, ve adamlarınıza da söylediğim gibi Schmidt'in güvenlik ekibindeyim. | Open Subtitles | نعم ، اسمي برينت سودور و كما أخبرت رجالك كنت ضمن فريق شميدت الأمني |
Afrika'daki tek beyaz katil ben değilim Bayan Brent. | Open Subtitles | أنا لست القاتل أبيض البشرة الوحيد فى إفراقيا يا سيدة برينت |
Senin büyük hayranınız ve Brent'i küçük bir şeyde kullanmak istiyoruz. | Open Subtitles | اسمع، نحن من عشاق عملك ولسوف نستخدم "برينت" في عمل صغير. |
Günaydın, Bayan Brent. | Open Subtitles | صباح الخير يا آنسة " برينت" أتمنى أن تكونى قد نمت أفضل مما نمت |
Bayan Brent, oylamada adı geçmeyen tek kişinin ben olduğunu anımsatabilir miyim? | Open Subtitles | اسمحى لى أن أذكرك يا آنسة "برينت " أننى الوحيدة التى لم يذكر إسمها فى التصويت |