"بزاوية" - ترجمة من عربي إلى تركي

• açıyla
• açıda
• açı
• açıdan
• açısı
• derece
• köşesinde
• açılı
• Açısını
• köşeden
• yönünde
• köşeye

İlk iz 94 derece açıyla yapılmış ve ikincisi... 135 derece.
حسنا، العلامة الأولى صنعت بزاوية 94 درجة والثاني هي 135 درجة

Asansörden 40 derece açıyla 25 metre ilerledik.
لقد مشينا 30 متر بزاوية 40 درجة من المصعد

Deniz aslanları bıyıklarının yönü üzerinde tam kontrole sahiptirler, dümdüz ya da 90 derecelik bir açıda durabilirler.
تمتلك أسود البحر تحكمًا توجيهيًا تامًا بهذه الشوارب، التي قد تنبسط على وجهها أو تبرز إلى الخارج بزاوية 90 درجة.

Bilmeleri gereken şey, " günün birinde tek bacaklı ve 45 derece açı ile durursam ne giyeceğim?"
تريد أن تعرف في حال أصبحت بساق واحدة بزاوية قياسها 54ْ، فماذا ستلبس؟

"Başka bir açıdan" ne demek?
ماذا تعنين بزاوية مختلفة؟ ماذا يعني ذلك؟

360 derece görüş açısı sağlayan kamera taşıyor.
كما يحمل معه كاميرا تدوير فوتوغرافي. تسمح بتصوير بزاوية 360 درجة.

Duruşun yanlış. Vuruş pozisyonuna göre 90 derece yapacak şekilde dur.
إنك تقف بشكل خاطئ، قف بزاوية 90 درجة من إتجاه الكرة

Yine, onlardan sakınmak amacıyla, örneğin 90 derecelik bir açıyla dönsem bile hala hatrı sayılır sayıda uçakla karşılaşmak mümkündü.
مرة أخرى نضطر للأنحراف بزاوية حوالى 90 درجه لتفادى الأصطدام بأحدهم وبالكاد نجحنا فى تفادى الأصطدام رغم عددهم الكبير

Ancak belli bir açıyla cama çarptığında ışık yavaşlar ve yön değiştirir.
لكن حين تضرب زجاج بزاوية يُبطئ الضوء و يغير اتجاهه

Sihirli mermi... 17 derecelik bir açıyla aşağı doğru yönelerek Başkanın sırtına girer.
الرصاصة السحرية تدخل من ظهر الرئيس باتجاه لأسفل بزاوية 17 درجة

Sonra mermi 27 derece açıyla aşağı yönelerek kaburga kemiğini parçalar... ve göğsünün sağ tarafından çıkar.
الرصاصة تتجه إلى أسفل بزاوية من 27 درجة, و تحطم ضلعه وتخرج من الجانب الأيمن من صدره الجرح رقم 4

Banyom bitti, çıkmak üzereyim, ve sol elimle kendimi destekliyorum 45 derecelik açıyla kalkıyorum ve kayıyorum... elime gelen ilk şeyi tutmaya çalışıyorum.
إنتهى حمامي وسوف أخرج فأجهز نفسي بيدي اليسرى وأقوم بزاوية 45 درجة

Geçitten belli bir uzaklıkta ve açıda patlamalı.
لا بد من أن تكون الأشارة من مسافه معينة من البوابه و بزاوية دقيقة

Televizyona, doğru bir açıda olduğu için, konuşmaya çalışanların gözünü korkutuyor.
يواجه التلفاز بزاوية ليست مباشرة فتعيق المحادثة

Televizyonu tam karşıdan gören bir açıda değil ki herkesle konuşabilsin diye.
و يواجه التلفاز بزاوية غير مباشرة مما يمكنه من التحدث للجميع

Dünya güneşin etrafında dönerken, daima bir açı ile, eğim ile döner.
أثناء دوران الأرض حول الشمس فإنها تدور بزاوية طفيفة, مائلة

Sapını alırsın, kırk beş derecelik bir açı yaratırsın, duvara yaslarsın ve oturup, öğlen yemeği yersin.
تمسك بالمقبض, وتلّفه بزاوية 45 درجة وتسنده على الحائط، وتجلس لأكل بعض الطعام

Memur Johson, devriye aracını öyle bir yere çekmişti ki, bu açıdan ışıklar Johnson'ı seçebilmesine imkân vermezdi.
سيارة دوريةِ فنلندي ضابطِ أُوقفتْ بزاوية حيث أضوائه العلوية ما كَانتْ ستَلتقطُ جونسن،

Sol dirsek üzerinde yanlış çentik ile başlıyor harika bir 70 derecelik açısı var.
هذا الشق بدأ ببداية خاطئة عند الزند أقصى اليسار بزاوية مثالية 70 درجة

Vuruş Açısını 2 derece düzeltip hızını 1340 km yapalım bakalım.
لنقل أن التصادم بزاوية 2 درجة والسرعة وصلت إلى 838 ميل

- Kalbime girmelerini engellemiştim, bir köşesinde duruyor.
التي حبستها وابقيتها بزاوية صغيرة بقلبي

Mermi yolu yüksek açılı. Kanında uyuşturucu yok. Her şey...
مسار بزاوية عالية، لا أثر للمخدّرات في تحليل السموم

Bir köşeden temizliğe başlayıp odada zikzaklar çizerek...
أحب البدء بزاوية ثم أبدأ في تعرج عبر الغرفة

Gelinin koluna git ve 18 derecelik açıyla Kuzey-Kuzeybatı yönünde gidin
تبعاً لأوامري القبلة كانت الساعة 3: 30 سيأخذ العريس يد عروسه اليسرى ويمشي بزاوية 180 درجة للشمال

Bu adamın bileği son birkaç saat içinde sert bir köşeye çarpılıp kırılmış.
معصم الرجل كسر بزاوية قوية منذ ساعات قليلة