Warrick'i evliliğini kutlamak ve onun bu gizli iş yürütmesini kınamak için | Open Subtitles | " سوف نأخذ " ووريك " إلى " بيبر ميل للإحتفال بزواجه |
İşte Kral bu kadın için evliliğini kurban ediyor. | Open Subtitles | المرأة التي سيضحي من أجلها الملك بزواجه من أكثر الملكات لطفاً وكرماً |
evliliğini tek gecelik bir ilişki uğruna riske sokarsa delidir. Hem de bir gençle. | Open Subtitles | أنه مجون أن يخاطر بزواجه من أجل ليلة واحدة مع مراهقة |
Evli olduğun için sessiz kalmadın sessiz kaldın çünkü sen de içindeydin. | Open Subtitles | بزواجه. لم يكن عليك أن تُبقي ذلك سِراً لأنك متزوج. |
Evli ve bebek yapmaya çalışmakla meşgul olduğundan tek seçeneğim vardı. | Open Subtitles | وبما أنه منشغل بزواجه ويحاول أن ينجب طفلاً فقد كان أمامي خيار واحد فقط أجب أيها "الدب البنّي" |
Bazı fotoğraflar çekmecemde saklı duruyor ve onun da mutlu evliliği devam ediyor. | Open Subtitles | لإبقاء صور مخفيه عن الانظار وهو يبقى سعيداً بزواجه |
Seks ortağı değil. Mutlu evliliği olan bir adam. | Open Subtitles | ليس شيطاناً جنسياً إنه سعيد بزواجه |
Kardeşinin karısı ile evlenerek, Musa'nın kanunlarına karşı gelmiştir. | Open Subtitles | لقد تجاوز ناموس موسى بزواجه من امراة اخيه |
Prensesin büyük kız kardeşi, York'un Elizabeth'iyle evlenerek, yeni taç giymiş VII. Henry'de çifte güllere katıldı ve nihayet neredeyse yüzyıllık bir savaşı bitirdi. | TED | و بزواجه من إليزابيث من عائلة يورك و الأخت الكبرى للأمراء المختفين ضم الملك المتوج حديثًا هنري الرابع الوردتين منهيًا أخيرًا حوالي قرن من الحرب. |
evliliğini tek gecelik bir ilişki uğruna riske sokarsa delidir. Hem de bir gençle. | Open Subtitles | أنه مجون أن يخاطر بزواجه من أجل ليلة واحدة مع مراهقة |
Kaçırdığı bir kişi daha, altıncı kurban olduğunu düşünüyoruz muhtemelen ona kendi evliliğini hatırlatıyor. | Open Subtitles | نظن انه اختطف الضحية السادسة رجل غالبا شخص يذكره بزواجه الفاشل |
Bu yüzden, evliliğini çok yakında kutluyor olacağız. | Open Subtitles | لذلك سنحتفل قريبا بزواجه |
Krala, evliliğini tebrik ettiğim bir mektup yazdım. | Open Subtitles | كتبت خطاب لتهنئه الملك بزواجه |
Görevlere gitmesi, evliliğini feci yaraladı. | Open Subtitles | -دبّت المشاكل بزواجه |
Evli ama mutlu olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | هو متزوّج لكن لا أظنه سعيداً بزواجه |
Evli ve korkarım oldukça da mutlu. | Open Subtitles | انه متزوج وأخشى ان اقول انه سعيد بزواجه |
Will Colson'ın Darcy ile mutlu bir evliliği var. İkinci çocukları yolda. | Open Subtitles | (ويل كولسون) سعيد بزواجه من (دارسي) وينتظر مولوده الثاني |
Sam Bosco mutlu bir evliliği olan bir adam. | Open Subtitles | إنّ (سام بوسكو) رجل سعيد بزواجه |
Seninle evlenerek niye her şeyi mahvetti? | Open Subtitles | لماذا قد زاد الامر سوءا بزواجه منكى ؟ |
Ve Callie ile evlenerek korkunç bir hata yaptığına inanıyorum. | Open Subtitles | و أنا أؤمن أنك الرجل الذي اقترف (خطأ بزواجه من (كالي |