Cidden, senin yüzünden masayı her hazırladığımda gözlerimden yaşlar akıyordu. | Open Subtitles | بسببكِ كلما أجهز الطاولة و أجلس للعشاء الدموع تستمر بالسقوط |
Dedim ya, senin yüzünden değildi aptal! Niye hala ağlıyorsun? | Open Subtitles | ما حدث ليس بسببكِ ايها البلهاء لما تواصلين البكاء ؟ |
Senin yüzünden bir sene yattım. Bana iki dakikanı ayırabilirsin. | Open Subtitles | لقد قضيت سنة بالسجن بسببكِ يمكنكِ أن تمهليني دقيقتين |
sayende farklı olacak kadar cesurum. | Open Subtitles | بسببكِ أنتِ, أنا شجاعة بما يكفي لأكون مختلفة |
Ama beraber geçireceğimiz bir hafta sonunu kaçırdık ve olan oldu senin yüzünden. | Open Subtitles | ثم فاتتنا عطلة نهاية إسبوع سوية، ونوع من الأشياء المكتشفة بسببكِ. |
Suzie'nin ölümünün senin yüzünden olduğunu düşündün, çünkü sen geldiğin zaman oldu. | Open Subtitles | كنتِ تعتقدين أن موت سوزي كان بسببكِ لأنه حدث عندما وصلتِ |
Bu kız, sen ve senin kuralların yüzünden öldü. Risk ne olursa olsun, son geçitten geçmeliydik. | Open Subtitles | لقد ماتت بسببكِ وبسبب قوانينكِ، كان يبنغي أن نذهب من آخر مخرج مهما كانت الأخطار |
Şirketin senin yüzünden kaç para kaybettiğini biliyor musun? | Open Subtitles | آتعلمين كم من المـآل قامت الشركة بخسـآرته بسببكِ ؟ |
Senin yüzünden daha önce umursamadığım şeyler için suçluluk hissediyorum. | Open Subtitles | بسببكِ أشعر بالذنب حول أمور لا يجب أن أكترث بها حتى |
Senin yüzünden iki iyi adam öldü. Suratıma ateş etme. Lütfen. | Open Subtitles | رجلان طيبان ماتا بسببكِ لا تُصيبني في وجهي، أرجوك |
Bunların hepsi senin yüzünden. Şimdi ne yapacağız? | Open Subtitles | كل هذا بسببكِ انتِ ما الذى يفترض علينا فعله الان ؟ |
İlk 24 saatte vücut çürümeye başlar. Senin yüzünden mezarım bile olmayan bir toprak parçasında çürüyüp gidiyorum. | Open Subtitles | التعفّن يحدث خلال اليوم الأوّل، أتعفّن في قبرٍ غير معنون بسببكِ. |
Yalka, senin yüzünden beni dinlemeyecek artık. | Open Subtitles | يالكا لا تريد أن تستمع ليّ بعد الآن بسببكِ. |
Değil ama senin yüzünden bırakıyordu. | Open Subtitles | كلاّ، هنالك فرق ولكن لقد كان عازماً على الإستقالة بسببكِ |
Şimdi başın ne kadar dertte senin yüzünden ikimizin de başı ne kadar dertte biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرفين كم هي عويصةٌ المشكلة التي أنتِ فيها الآن ؟ و كم نحنُ متورطون بسببكِ ؟ |
Bunların hiçbiri asla senin yüzünden olmadı. | Open Subtitles | ما اريد قوله هو ان ما يحصل معي الان ليس بسببكِ مطلقاً ما اريد قوله هو ان ما يحصل معي الان ليس بسببكِ مطلقاً |
Odaya sanki dünyayı ele geçirecekmiş gibi giriyor ve tüm bunlar senin sayende. | Open Subtitles | , يدخل الغرفة كأنه مسيطر عليها و كل هذا بسببكِ |
- Günaydın Gel kızım otur. Senin sayende şirketimiz ünlü oldu. | Open Subtitles | تعالي و إجلسي يا إبنتي أتعلمين أنه بسببكِ إشتهرت شركتنا |
Senin sayende hayal bile edemeyeceğin şeyler gördüm çatı katındaki pencereden süzülen ışıkta dans eden toz parçacıkları gibi ya da bir limuzinin içi gibi ki çok büyük bir arabaya benziyordu ama hiç normal büyüklükteki arabada bulunmadığım için karşılaştıramıyorum. | Open Subtitles | بسببكِ لقد رأيت أشياءً أنت لن تصدقها مثل توزع الغبار يتألق فى شعاع الشمس من خلال نافذة العلية |
Ama Han Chi sizin yüzünüzden öldü. Dahası ne biliyor musun? | Open Subtitles | لكنه غدا ميتاً الآن بسببكِ أتعلمين أيضاً؟ |
"Bu aptalların etrafta aylak aylak dolaşmalarının hepsi senin suçun!" | Open Subtitles | بسببكِ هذا الأحمق موجود هنا |
Biliyorum. Burda olmam senin hatan. | Open Subtitles | . أعرف ذلك بسببكِ أنا في الخدمة هنا |
Senin için buradayım, seni her koşulda desteklemek için. - Sen de bunu yapmak zorundasın. | Open Subtitles | أنا هنا بسببكِ ، لدعمكِ مهما كان الأمر لذا يجب أن تفعلِ هذا |