Evet, bence de. Üstelik onun yüzünden pek kayak da yapamadım. | Open Subtitles | اجل , ويمكننى القول بأنى لم امارس الكثير من التزلج بسببها |
Onun yüzünden iki vampir bizi toprağa gömmek için can atıyor. | Open Subtitles | بسببها ، لدينا إثنين من مصاصي الدماء لديهم رغبة أن يدفنونا |
Aldığım en iyi tavsiyeydi. Ben de sanat okuluna gittim, onun yüzünden. | TED | و هذه كانت أفضل نصيحة تلقيتها في حياتي. و بسببها ذهبت إلى معهد الفنون. |
Doğrusu hiçbirimizin ondan bu yüzden nefret etmeye hakkı yok. | Open Subtitles | الحقيقة هي، ليس لدى أيّ منّا الحق في كرهها بسببها. |
O kadının sayesinde, bu iki çocuk asla sahip olamayacakları bir fırsat kazanarak doktor olacak ve insanların hayatlarını kurtaracaklardı. | TED | بسببها هي, طفلين اصبح لديهم فرصة لم تكن لتتاح لهم لولاها و سيتمكنون من انقاذ ارواح في مجال الطب كاطباء |
Ne zaman vatanıma gelsem, çoğu Nijeryalının rahatsızlık kaynağı olan sorunlarla yüzyüze gelirim: bozuk altyapımız, başarısız hükümetimiz. Ama aynı zamanda, hükümet yüzünden değil, fakat hükümete rağmen, çabalayan insanların inanılmaz esnekliği. | TED | في كل مرة في وطني أواجه ب المصادر المعتادة التي تثير سخط معظم النيجيريين: بنيتنا التحتية الفاشلة، حكومتنا الفاشلة. لكن أيضاً القدرة العجيبة للناس الذين يزدهرون رغماً عن الحكومة، بدلاً عن بسببها. |
Umarım oyunlarda iyi eğlenirler... çünkü pek yakında bu oyunlar yüzünden ölecekler. | Open Subtitles | أتمنى بأن يستمتعوا بالمباريات قريباً سيموتوا بسببها |
Onun yüzünden iki oğlumu gömdüm! Yolumuzdan çekil şimdi! | Open Subtitles | لقد دفنت ولدان من اولادى بسببها والان تحركى من طريقى |
Umarım oyunlarda iyi eğlenirler... çünkü pek yakında bu oyunlar yüzünden ölecekler. | Open Subtitles | أتمنى بأن يستمتعوا بالمباريات قريباً سيموتوا بسببها |
Mlle. Brewster, onun yüzünden büyük para kaybetmişti. | Open Subtitles | انسة بروستر, لقد خسرت صفقة كبيرة من المال بسببها, |
Onun yüzünden Karabinalı askerle beş saat geçirdim. | Open Subtitles | لقد قضيت خمس ساعات مع الشرطه الايطاليه بسببها |
1952'de Belçika'da bir çocuk bunların yüzünden neredeyse ölüyordu Orada. | Open Subtitles | في بلجيكا ، 1952, طفل كاد ان يموت بسببها |
Stan hep onun yüzünden psikiyatr olduğunu söyler. | Open Subtitles | ستان دائما قال انه بسببها اصبح طبيبا نفسيا |
Anne, o kız yüzünden gerçekten Amerika'ya gitmeyecek miymiş bir sor. | Open Subtitles | امى، اسأله إذا هو حقا ليس ذهب إلى نيويورك بسببها. |
Bu yemek kuralı delice. Bunun yüzünden ölebilirdik. | Open Subtitles | فكرة قاعدة الطعام تلك مجنونه كدنا نموت بسببها |
Bu yüzden daha çok gurur duymalısın. | Open Subtitles | هناك اسباب اخرى يجب ان تشعر بالفخر بسببها |
Bu yüzden, sadece barışçıl yollar kullanabileceğimizi de. | Open Subtitles | و التي بسببها ليس بيدنا سوى استخدام الوسائل السلمية |
Bu yüzden nasıl bir gün geçirdiğimi tahmin edebilirsiniz. | Open Subtitles | لذا يمكنك ان تتخيل كيف سيكون يومي بسببها |
Emma'nın sayesinde yetişkin, düşünceli ve sorumluluk sahibi biri oldu. | Open Subtitles | بسببها هو يزداد عقلانية حتى تكون ناضجة, مهتمة, بالغة مسئولة |
Bu kıza çok şey borçluyuz çünkü Babbage'ın yapmaya çalıştığı bu makineyi bu kız sayesinde öğrendik | TED | ونحن مدينون لها كثيرا لأننا نعرف الكثير عن الآلة التي كان باباج ينوي بناءها بسببها. |
Maya, Soni'yi bırakmana sebep olabilir. | Open Subtitles | مايا نوعُ من البناتِ التي بسببها تَتْركُ سوني حتى. |
Sidney'e hepsinin onun suçu olduğunu söyle. Belki de onun yerinde olmak ister. | Open Subtitles | أخبريها أن ما يحدث بسببها هى أو ربما ينبغى أن تكون فى مكانه |
onun için bir şey yapmamızı istemez. | Open Subtitles | لا، هي لا تريد أن نعمل أيّ شئ فقط بسببها. |