Bir bakayım. Aşağıda şişman, yaşlı, çarpık bacaklı bir baş muhafız var. | Open Subtitles | والأن دعيني أرى, هناك حارس بدين بالأسفل بسيقان مقوسة |
O ülkenin en uzun bacaklı adamıydı. | Open Subtitles | كان شابا ريفيا بسيقان طويلة. |
- Çok kısa bacaklı bir örümceğin ağına benziyor. | Open Subtitles | مثل عش عناكب بسيقان قصيرة جداً |
Böcekleri yapabildiğimizi gördük, örümcekler, bacaklı şeyler, bacaklı ve kanatlı şeyler, bacaklı ve antenli şeyler. | TED | توصلنا إلى أنه يمكننا صنع الحشرات، العناكب، والتي هي قريبة... مخلوقات بسيقان، مخلوقات أخرى بسيقان و أجنحة مخلوقات بسيقان و قرون استشعار |
Daha önce hiç gövdesiyle soğan görmemiştim. | Open Subtitles | لم أرى بصلاً بسيقان من قبل |
Daha önce hiç gövdesiyle soğan görmemiştim. | Open Subtitles | لم أرى بصلاً بسيقان من قبل |
Özellikle de senin gibi tavuk bacaklı birini. | Open Subtitles | مثلكِ الدجاج بسيقان خاصةً |
-Çıtır bacaklı olan. | Open Subtitles | - واحدة بسيقان رفيعة |