Ahlaksız bir polis değil o. Köşeye sıkışmış bir adam. | Open Subtitles | إِنَّه ليس بشرطى فاسد بل هو رجل مغلوب على أمره |
- Olabilir. Belki de tanıdığı bir polis vardı ya da bir polis tanıyan birini tanıyordu. | Open Subtitles | نعم, قد يكون الأمر هكذا او قد يكون على صلة بشرطى ما |
28 yaşındaki bir adam değerli bir polis etmiyor. | Open Subtitles | شاب عمره 26 سنه وقتل لماذا لا يساونه بشرطى قتيل أيضا |
Airwest'de üÇ kurusluk bir fahiseyle salak bir polisi mi düsünecekler? | Open Subtitles | لا أحد يهتم بشرطى أحمق و ساقطه. |
Şerbetli lokma bulmak istiyorsan da polisi ara. | Open Subtitles | إذا أردت أيجاد حلوى فأتصل بشرطى |
-Hayır yahu, ne polisi? | Open Subtitles | -لا يا صاح أنا لست بشرطى . |
Tehlikeli denen "Komadaki polis" bir gazeteciyle ilişkiye geçti. | Open Subtitles | "هذا المراسل كان قد اتصل هاتفيا بمن يعرف "بشرطى االغيبوبه |
Burada katil bir polis var. | Open Subtitles | لقد امسكنا بشرطى قاتل. |