Ölüyorum ama hiç bu kadar iyi hissetmemiştim. | Open Subtitles | أنا متعب ، ولكني لم أشعر بشعور أفضل مثل هذا. |
Kendimi hiç bu kadar iyi hissetmemiştim! | Open Subtitles | لم أشعر في حياتي بشعور أفضل من هذا. |
Eğer kendimi iyi hissetmek istiyorsam, herkesin canı cehenneme! | Open Subtitles | إذا كنت أريد أن أشعر بشعور أفضل تجاه نفسي ، فليذهب الجميع إلى الجحيم |
kendimi iyi hissetmek istiyorum, ama şu an, yaşlı hissediyorum. | Open Subtitles | أنا أريد فقط أن أحس بشعور أفضل حول نفسي و حاليا .. |
Dindirmek, iyi hissettirmek. | Open Subtitles | معناها أن يُهدّىء وأن يُشعر أحدهم بشعور أفضل |
Hile yaptım biliyorum, ama kendimi daha iyi hissettim. Hazırız. | Open Subtitles | كان غشاً نعم , و لكن جعلني أحس بشعور أفضل |
Kanı burada alacağını bilmek içimi rahatlatır. | Open Subtitles | سأشعر بشعور أفضل إذا عرفت أنكِ هنا لتحصلين عليه |
Kendimi hiç bu kadar iyi hissetmemiştim! | Open Subtitles | لم أشعر في حياتي بشعور أفضل من هذا. |
- Haftalardır bu kadar iyi hissetmemiştim. | Open Subtitles | لم أشعر بشعور أفضل منذ أسابيع |
- Daha iyi hissetmemiştim. | Open Subtitles | - لم أشعر بشعور أفضل من قبل - |
Kendimi hiç bu kadar iyi hissetmemiştim. | Open Subtitles | -لم أشعر في حياتي بشعور أفضل من هذا . |
Kendimi hiç bu kadar iyi hissetmemiştim. | Open Subtitles | -لم أشعر في حياتي بشعور أفضل من هذا . |
Bir işe yaramasa bile kendimi iyi hissetmemi sağladı. | Open Subtitles | حتى لو لم يكن يستطيع فعل شي هو يجعلني أشعر بشعور أفضل |
Ona kızgınım, ama ondan nefret etmek kendimi iyi hissettirmeyecek. | Open Subtitles | أنا غاضب و لكن كرهها لن يشعرني بشعور أفضل |
- Bırak bir işe yarayınca kendimi iyi hissediyorum. | Open Subtitles | دعني أنظف بعض الأطباق. أشعر بشعور أفضل. |
Evet, o şarkıyı seviyorum ama kendimi iyi hissetmemi nasıl sağlayacak? | Open Subtitles | نعم, أحب تلك الأغنية لكن ... كيف سيشعرني ذلك بشعور أفضل ؟ |
Şey, ben pek çok kadının berbat meslekli erkeklere, onları iyi hissettirmek için yalan söylediğini duydum. | Open Subtitles | ذوي الأعمال الحقيرة لتجعلهم يشعرون بشعور أفضل حسناً |
- Sizin işiniz beni iyi hissettirmek kötü değil. Bunu yapacağınızı söylemişti. | Open Subtitles | إنها وظيفتك أن تجعلني أشعر بشعور أفضل ولا أسوأ |
Dr. Edwards'ın işi seni daha iyi hissettirmek, kötü değil. | Open Subtitles | وظيفة د. (إدواردز) أن يجعلك تشعر بشعور أفضل ولا أسوأ |
Ve bununla beraber özsaygı eksikliği gelebiliyor, TED konuşması yapmam istenmesi ile beraber, bu tür konularda artık daha iyi hissediyorum. | TED | ولدينا بعض المشاكل في احترام الذات، على الرغم من حقيقة أنني دعيت للمشاركة بتيد، أشعر بشعور أفضل الآن |
İçinde tutmazsan seni rahatlatır. | Open Subtitles | ستشعر بشعور أفضل إذا تركت الأمر |