Evet, daha hızlı iyileşmesi için ayağa kalkması iyi olacaktır. | Open Subtitles | سيكون من الأفضل أن تقف على قدميها .لتتعافى بشكل أسرع |
daha hızlı düşerse ya da gemi yavaşlarsa daireler çizmeye başlar ve dolanabilir. | Open Subtitles | إن سقط بشكل أسرع أو إن تقدمت السفينة ببطء شديد يلتف وقد يتشابك |
Bu yanıp sönmeyi hızlandırıp yavaşlatmak için sadece bu düğmeyi döndürmeniz yetiyor, böylece daha hızlı veya yavaş yanıp sönüyor. | TED | لجعل هذا يومض بشكل أسرع وأبطأ، ستقومون فقط بإدارة هذا المقبض وجعله أساسا يومض بشكل أسرع أو أبطأ. |
Ve bu şu anlama geliyor; artık vücudunuz daha fazla stresle başa çıkabilir ve kendini daha çabuk iyileştirebilir. | TED | للمرونة الجسدية، مما يعني أن جسمك يمكن أن يتحمل المزيد من الضغط، ويشفي نفسه بشكل أسرع |
Fakat bu üzüntünün içinde bizi sevindiren şey vücudundaki yüksek alkol oranı büyük bir ihtimal daha çabuk yanmanı sağlamıştır. | Open Subtitles | لكن لتخفيف حزننا نأمل أن إدمانك للكحول قد ساعد في إحتراقك بشكل أسرع |
Hayvanları ne kadar erken çıkartırsak kokuları da o kadar çabuk kaybolur. | Open Subtitles | لذا كلما أسرعنا في إخراج الحيوانات كلما تخلصنا من رائحتها بشكل أسرع |
ama biz sizin en kısa pozlama sürenizden milyar kat daha hızlı çekiyoruz. Bu demektir ki çok çok az miktarda ışık alıyoruz. | TED | لكننا سنذهب بشكل أسرع بمليار مرة من أقصر تعرض للضوء وبالتالي فبالكاد سنحصل على أي ضوء. |
Tıpkı aşıların bedenimizi hastalıkla savaşması için uyarması gibi biz de bağışıklık sistemimize dokular geliştirerek yaraları daha hızlı iyileştirmesini öğretebiliriz. | TED | مثل اللقاح الذي يحفز أجسامنا على مكافحة الأمراض، نستطيع توجيه جهازنا المناعي لبناء الأنسجة ومداواة الجروح بشكل أسرع. |
Bu yüzden afet robot teknolojisi üzerinde çalışıyorum -- çünkü robotlar afetlerin daha hızlı geçmesini sağlayabilir. | TED | وهذا هو سبب تقديمي لروبوتات الكوارث؛ لأن الروبوتات يمكن أن تجعل الكارثة تزول بشكل أسرع. |
Bu istek yollarının türemesi her zamankinden daha hızlı. | TED | مسارات الرغبة هذه ستنتشر بشكل أسرع مما سبق. |
Mesela, yeni nesil spor ayakkabıları, daha yükseğe zıplayabilmemiz, daha hızlı koşabilmemiz için | TED | مثلاً، الجيل القادم من الأحذية الرياضية سنستطيع أن نقفز مسافة أعلى ونجري بشكل أسرع |
Biraz daha hızlı hareket ediyor, değil mi? | TED | إنها تتحرك بشكل أسرع قليلاً، أليس كذلك؟ |
Kurbağalar derilerinden nefes aldıkları için çevredeki toksinlere daha çabuk tepki gösterirler. | Open Subtitles | وبما أن الضفادع تتنفس عبر جلدها000 فانهم يتعاملون مع اخطار البيئه بشكل أسرع |
Senin yaşına daha çabuk erişebilmesi için, belli bir noktadan sonra yaşlanma süreci hızlandırılabilir şekilde tasarlanmış. | Open Subtitles | صُمِّم كي عند نقطة محددة، تستطيع عملية شيخوخته التسارع لبلوغ عمرك بشكل أسرع. |
Endişelisin biliyorum ama dertlenmek Whitney'i daha çabuk getirmeyecek. | Open Subtitles | أعرف أنم قلقة ولكن العمل بجد لن يرجع ويتني بشكل أسرع |
Sabah ve akşam günde 2 kere kullanırsan yaran daha çabuk iyileşir. | Open Subtitles | ضعيه في الصباح والمساء هذا سيساعد تعافي جراحكِ بشكل أسرع |
Erken yat, erken kalk. Yaran daha çabuk iyileşir. | Open Subtitles | إرتاحي مبكراً، وستتعافى جراحكِ بشكل أسرع |
Erken yatıp erken kalkmak yaranı daha çabuk iyileştirir. | Open Subtitles | إرتاحي مبكراً, ونامي مبكرا أفضل طريقة لجعلك جراحك تعافى بشكل أسرع |
Bunu ne kadar çabuk kabul ederseniz o kadar iyi olursunuz. | Open Subtitles | و أظن أنه كلما قبلت بذلك بشكل أسرع, كلما سهلت مغادرتكِ |
COVID-19 için tamamen hazır olsaydık Çin, bu salgını daha erken tanımlayabilirdi. | TED | إذا كنا جاهزين بكفاءة لـ كوفيد-19، لو أن الصين اكتشفت الوباء بشكل أسرع. |
- hızla sadede geliyorsun. Şimdi beni izlemeni istiyorum. | Open Subtitles | عليك أن تتلقى الرسالة بشكل أسرع أريد منك أن تتفرج موافق ؟ |
Hayvanlar mutasyona uğruyordu ve hiç kimsenin beklemediği kadar hızlı gerçekleşiyordu. | Open Subtitles | كانت الحيوانات تتغير جينياً وكان ذلك يحدث بشكل أسرع من المتوقع |
Yanlış bilgilendirme ve yanlış anlaşılmaların bu toplumlarda hızlı bir şekilde yayılmaya başladığını ve bunun da paniği artırdığını gördük. | TED | رأينا التضليل و التصورات الخاطئة قد بدأت بالإنتشار حتى بشكل أسرع خلال هذه المجتمعات، التي أصبحت أكثر حذرا إزاء الوضع. |